Türkiye’deki ekonomik krizin sektörler üzerindeki etkileri, yansımaları ve sonuçlarıyla ilgili konunun muhataplarına mikrofon tutmaya devam eden iskenderun.org ekibi yüzlerce çeşitli ürün, çok sayıda insanı bünyesinde barındıran inşaatı, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Kamil Turan ile Başkan yardımcısı Meriç Akbay’a sordu.
Sektördeki maliyet artışlarının ciddi sorun oluşturduğunun altını çizen Başkan M. Kamil Turan Sektörü en çok etkileyen, sıkıntıya sokan maliyet artışları olduğunu belirterek “Senelik 80-100 maliyet artışı söz konusu. Üretimde zorlanma ve bunu finans olarak da çevirme tüm sektörü etkileyen şeylerden biri. Önümüzdeki süreçte de bunun daha da artarak gideceğini düşünüyoruz, İskenderun’da aynı şekilde etkilendi” dedi.
TÜM KRİZLERDEN ETKİLENEN ŞEHİRİZ
İskenderun’un tüm krizlerden en çok etkilenen şehirlerin başında geldiğini vurgulayan Başkan Turan “Şimdi maliyet artışları aynı şekilde İskenderun'da demirin, çimentonun özellikle artışlar, sadece bunlar da değil. Hammadde olmamasından kaynaklı boyada da çok ciddi bir artış var, cam yok camda da bir artış var. Baktığımızda inşaatı oluşturan 200 kalemin iki yüzünde de çok ciddi artışlar var. İşçilikler geride kalıyor biraz ama bir inşaatın metrekare maliyeti bir buçuk yılda 100 artarsa tabii ki bu satışlara da yansıyor. Halkın alım gücü bu yönde artmazsa da, projelerin tamamlanamama noktası sıkıntı olarak karşımıza gelecek. Maalesef durum bu…” diye konuştu.
Özellikle bu sıkıntılı süreçte yatırımcıların daha dikkatli olmalarının, yatırımlarını İnşaat Mühendislerinin sahibi oldukları firmalar üzerinden yapmalarının daha doğru olacağını da kaydeden Turan; “İnşaat mühendisleri odası olarak inşaat mühendislerini takip etmekteyiz. İnşaat mühendisleri tamamen müteahhitlik yapmıyorlar. Müteahhit olarak çalışabilen çok az şanslı inşaat mühendisi var. Onlar da genel anlamda ticaretle uğraşan müteahhitler de kendi sermayeleri ölçüsünde ayakta durup projelerine devam ediyorlar. Bu noktada kamuoyunun yatırımlarını yaparken inşaat mühendislerinin sahibi olduğu müteahhit firmalardan tercihlerini yapmalarını, o yönde yatırımlarını yapmalarını, kendilerini sağlama almaları açısından, köklü firmalarla çalışmalarını tavsiye edeceğim. Şu dönem çünkü sıkıntılı bir dönemdir. İnşaat yapmak Türkiye'de çok zor değil. Her ne kadar müteahhitlik yasası mühendisleri ön plana çıkarsa da içindeki boşluklardan faydalanarak herkes müteahhitlik yapabilmekte. Paranın da kolay kazanıldığı bir meslek olarak görüldüğünden, kökü belli olmayan, mesleği belli olmayan insanlar bu sektörün içerisinde yer alıp ticaret yapabilmekte. Köklü mühendislik firmasının yaptığı bir projeden geri dönüş çok kolay olmasa da onlar için öyle değildir, çok kolay vazgeçebilirler, çok kolay kaybolabilirler. Bu konuda vatandaşların daha dikkatli olmalarını, alım yapacaklarsa da yatırımlarını mühendislerin yaptığı binalara yönelmelerini önereceğim. Karlılık zamanında ortaya çıkan firmalar zarar etme zamanında vatandaşların canını yakabilirler” şeklinde konuştu.
İnşaat Mühendisleri Odası Başkan Yardımcısı Meriç Akbay da şunları söyledi: “İnşaat sektörü bünyesinde yüzlerce farklı ürünü ve bunun da etkisi olarak birçok çalışanı barındıran bir sektör. Bu maliyet artışları hem inşaatların teknik anlamda ilerlemesinde sorun yaratıyor, aynı zamanda da sektör içerisindeki çalışanların, sosyal ve ekonomik anlamda etkilenmesi sebep oluyor. Bu durumda dikkat edilmesi gereken şeylerden bir tanesi de maliyet artışlarının önüne geçilebilecek politikaların devam ettirilmesi olabilir. Şehrimizde hammadde temininden ve üretim şartlarından dolayı şu anda maliyet artışlarının etkisini çok fazla görmekteyiz ama önlemlerle ilgili çalışmaların yapılmasına da oda olarak her türlü destek olmaya hazırız. Maliyetlerin artışı yatırımcıyı da tereddüt edebilir. Burada alınacak önlemlerden biri de, İnşaatın maliyet planlamasının doğru bir şekilde yapılması ve planlamaya uyacak şekilde ilerletilmesidir. Bu sadece inşaatı yapanların değil, üreticiler için de büyük bir sorun. Şu an üretici de ürettiği malı sattıktan sonra tekrar aynı maliyetlere üretememe derdinde olduğu için ara mamullerde ve ham maddelerde teminat sorunu yaşanmakta”