Sağlık

“Kozmetik İşler Hekim Kontrolünde Yapılmalı”

Deri ve zührevi Hastalıklar (dermatoloji) Uzmanı Dr. Canan Özkaya, vücudun en önemli organının deri olduğunu vurgulayarak, derinin korunmasında dikkat edilmesi gereken püf noktaları paylaştı.

Özellikle mevsim değişikliklerinde deri hastalıklarında artış yaşandığını kaydeden Özkaya; “Mevsim döngülerinde iklimin değişkenliğine bağlı olarak deride bazen kuruluk, pullanma görülebilir. Atopik bünyeye sahip olan insanlar, özellikle bu konulara çok dikkat etmesi gerekiyor bu bağlamda. Bol nemlendirici kullanılabilir, deriyi kurutmayan sabunlar, şampuanlar, duş jelleri kullanılabilir. Deriyi devamlı nemli tutmak gerekiyor. Deriyi etkileyen bir sürü ajanlar var, başta ultraviyole olmak üzere. Havanın kuruluğu, havanın nemi hep tetikleyici faktör olarak rol almakta. Güneş koruyucularını özellikle yaz kış kullanmak gerekiyor. Güneş koruyucular ultraviyole ışınlarını korumada çok etkin kullanılmadığı takdirde cilt kanserlerinde artış görülür. Deniz mevsiminde bu daha çok görülür. Bilinçsiz güneşe çıkmalar, güneş koruyucu kullanmadan güneşe çıkmalar, hele hele ailede cilt kanseri hikayesi varsa, genetik bir yatkınlık varsa, bu insanların daha özenli koruyucu kullanmaları gerekiyor. Özetle söyleyecek olursak deri çok kıymetli bir organımızdır, hatta en büyük organımızdır. Cildimiz çok değerli, iç organlarımızın aynası, birçok hastalıkların habercisi ve erken teşhis de çok önemli. Erken teşhis ile yakalanılan birçok deri kanseri rahatlıkla atlatılabilir ama geç kalınmış olan teşhislerde ne yazık ki insanlar hayatlarını kaybedebilmektedirler. Beslenmenin önemi de çok fazla cilt rahatsızlıklarında. Her rahatsızlıkta ayrı bir beslenme programı uygulanabilir. Eskiden gıdaların çok etkin olmadığı söylenirdi ama her şey güncelleniyor, pek çok araştırmalar yapılıyor. Özellikle gluten içeren gıdalar bazı hastalıkların tetikleyicisidir. Artı şekerli yiyecekler yine şekilde cilt hastalıklarında kötü etki yapmaktadır. Şekeri bir anlamda hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu.

Güzellik merkezlerinde yapılan işlemlerle ilgili düşüncelerini paylaşan Dr. Canan Özkaya, kozmetik işlemlerin mutlaka hekim kontrolünde yapılması gerektiğini ifade ederek; “Ben Ankara Tıp Fakültesi, 76 mezunuyum, 46 yıllık hekimim. Hekimlik çok kıymetli, çok değerli… Özellikle uzman hekim olmak, spesifik bir dalda ihtisaslaşmak çok önemli. Örneğin ben dermatolojiyi seçtim, dermatoloğum. Derinin her şeyini bilirim, bilmekle yükümlüyüm. Onlarca cilt hastalığı var onlara vakıfız zaten. Bir de son 20 yıldır dermakozmotoloji çok gelişti Türkiye'de bütün dünyada olduğu gibi. Bunun için bilimsel bilgiler gerekmektedir. Derinin anatomisi, fizyolojisi, damarlar, sinirler bunlar o kadar detay ki hala her daim online toplantılar olsun, kongreleri olsun her an kendimizi güncellemekle görevliyiz. Deriyi tanıyan hekim olarak biz dermatologlar, elbette ki bizim çok büyük bir farkımız var. Deriyi tanımadan sadece 2-3 günlük, 1 aylık kurslarla kozmetik işler yapılamaz, hem yasal değil, hem insan sağlığı için tehlike arz etmektedir. Ben güzellik salonları olmasın demiyorum asla herkes işini yapacak. Güzellik salonunda kaş yapılsın, kirpik yapılsın, ağda yapılsın, güzelliğe dair işlemler yapılsın o zaten bizim işimiz değil ama kozmetik işlem, yani deri ve deri eklerinin içine girerek, bazı maddeleri enjekte ederek ya da bazı enerji bazlı cihazları kullanarak yapılan işlemler kesinlikle ama kesinlikle uzman hekim işi. Tabii ki güzellik salonlarını ben tenzih ediyorum. Maalesef duyuyoruz Türkiye'nin çeşitli yörelerinde bir burun dolgusu yapılıyor, mesleği olmamasına rağmen, burunda kalıcı hasar oluşuyor ya da dudak dolgusunda aynı şekilde kalıcı hasar oluşuyor. Çünkü derinin anatomisini, damarlarını, sinirlerini bilemez hekim dışında biri. Hekim olmayan birinin, hiçbir zaman eli enjektör tutamaz, tutmamalı” şeklinde konuştu.