Depremin yıkıcı etkisinden öğretmenlerin de fazlasıyla etkilendiğini ifade eden CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, “Bugün deprem bölgesindeki ataması yapılmayan öğretmenlerimiz büyük mağduriyetler yaşıyor. Daha önce özel sektörde çalışan, ücretli öğretmenlik yapan öğretmenlerimiz zaten iyi şartlar altında yaşamıyordu. Biliyorsunuz ücretli öğretmenlik maalesef iktidarın öğretmenlerimize dayattığı bir tür kölelik sistemi. Şimdi depremzede öğretmenlerimiz kurumlarının yıkılması ya da işlevsiz hale gelmesinden dolayı bu sisteme bile dahil olamıyorlar. Depremde bölgedeki tüm yurttaşlarımız gibi onlar da sevdiklerini, evlerini ve işlerini kaybettiler. Bugün hâlâ çok temel ihtiyaçları olan barınma, sağlık ve beslenme gibi ihtiyaçlarını karşılayamazlarken yurttaşlarımızın oturup KPSS’ye çalışmalarını bekleyemeyiz. Daha önce de belirtmiştik, depremden daha büyük bir mazeret olamaz. Deprem sonrası Mayıs ayına kadar Kısa Çalışma Ödeneği altında çok cüzi rakamlar aldılar. Şimdi emekleriyle geçimlerini sağlayacak işlere de sahip değiller. Enflasyonist ortam herkesin malumu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre tüketici fiyat endeksi geçen ay yüzde 5,09, yıllık bazda ise yüzde 126,18 olarak gerçekleşti. Şimdi bu durumda atamasını yapmadığınız öğretmenleri derin bir yoksulluğa hapsediyorsunuz. Gerçekten depremde kapanması zor yaralar aldılar, yine de mücadele edip hayata tutunmak istiyorlar. Bu mücadeleye omuz vermek gerekir, sosyal devlete düşen budur.” dedi.
KOŞULSUZ ATAMA HAKKI VERİLMELİ
Ataması yapılmayan depremzede öğretmenlerin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olduğunu dile getiren Hatay Milletvekili, “Ne acıdır ki belli aralıklarla başka işlerde çalışan öğretmenlerimizin ‘iş kazası’ adı altında vefat ettiğini gazetelerden okuyoruz. Başka türde profesyonellik gerektiren işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Hiçbir öğretmenin bu durumda kalmasına kesinlikle razı olamayız. Şimdi depremzede öğretmenler de bu duruma zorlanıyor. Bugün bize ulaşan öğretmenlerimiz ‘öğretmen olarak atanmasak bile memuriyet dahi yeter’ diyorlar. Bunu da kabullenmiyoruz. Eğer yurttaşlarımız bu fakültelerden öğretmen olarak mezun olduysa öğretmen olarak istihdam edilmeleri şarttır. Yıllarca ücretli öğretmen olarak ya da özel sektörde sömürü altında, güvencesiz, zaman zaman kaçak işçi gibi sigortasız olarak çalıştılar. Üzerine depremi yaşayan öğretmenlerimiz için en azından şimdi pozitif bir ayrımcılığın uygun olacağını düşünüyoruz. Ön koşulsuz güvenceli atamalar yapılmalıdır, gerekirse ek kontenjanlar oluşturulabilir. Eğer önceliğiniz çözüm üretmek, bu yurttaşlarımızın derdine derman olmak olursa çözümler bulunacaktır. Bu mağduriyet bir an önce son bulmalı ve öğretmenlerimiz öğrencileriyle buluşmalıdır.” dedi.