İskenderun Katedralinin bölgede yaşanan deprem felaketinde tamamen yıkılması nedeniyle Aziz Antuan Kilisesinde gerçekleştirilen ayinde Episkoposluk Kutsaması gerçekleştirilen ve ilk Türk asıllı Latin Katolik Episkoposu olma unvanına sahip olan Peder Antuan Ilgıt İlahiler eşliğinde, pederlerin kiliseye giriş yapmalarıyla başlayan ayinde İncil’den bölümler okundu ve ardından kutsama töreni yapıldı.
Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu olarak atanan Cizvit Cemaati mensubu Peder Antuan Ilgıt’ın kutsama törenine Episkoposluk Merkezi olan İskenderun Hatay’ın yanı sıra, Trabzon, Samsun ve Mersin Katolik Kiliselerinden de katılım sağlandı. Anadolu Havarisel Vekili ve Episkoposu Monsenyör Paolo Bizzeti’nin riyaset ettiği kutsama törenine çok sayıda episkopos ve pederin yanı sıra Ermeni ve Ortodoks patrikleri ve pederleri de hazır bulundu.
Anadolu Havarisel Vekili ve Episkoposu Monsenyör Paolo Bizzeti, İstanbul’daki kutsama töreninde, bu toprakların bir evladını Episkoposluk görevine seçtiği için Tanrı’ya ve Papa Françesko’ya özellikle minnettarlığını ifade ederek “Nihayet Türkler için bir Türk evladımız var. Nihayet bu ülkenin kültüründen beslenen ve kendini kendi dilinde, kendi tarzında ifade eden yerel bir Latin Katolik Kilisesi’nin büyümesinde umutluyuz” dedi.
Monsenyör Paolo Bizzeti 1978 yılında aşık olduğunu ifade ettiği bu büyüleyici ülke Türkiye'nin Kilisesinde bu kaptanlık hizmetini kendisine emanet edilerek verilen büyük armağanı için Rab’be şükrettiğini söyledi.
Türkiye’nin aslında eşsiz bir ülke olduğunun altını çizen Bizzati, “Coğrafi, tarihi, kültürel ve dini açıdan şaşırtıcı çeşitliliğe sahip muazzam bir mozaiktir. Bu alanda hiç yorulmadan saatlerce konuşabilirim. Bir Hristiyan ve bir episkopos olarak, şimdi bu ülkeyi gerçekten özel kılan birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Hristiyanlık bu topraklarda büyüdü. burası kilisenin hatta kiliselerin kutsal topraklarıdır. Gerçekten de Hristiyanlık Kutsal Ruh’un yaratıcı zengin gücü sayesinde çoğul olarak doğdu ve çoğul olarak kalmaya devam ediyor. Ancak dünyanın dört bir yanından milyonlarca hacıyı kendine çeken sadece Hristiyan geçmişi değildir, Türkiye’yi Hristiyanlar için çok özel bir ülke haline getiren bir şimdiki zamanı da vardır. Sık sık Türkiye’nin Rab’bin biz Hristiyanları birbirimizle barış içinde yaşamaya davet ettiği bir laboratuvar olduğunu söylemişimdir: bu şekilde dünyaya, bölünmelerin ve savaşların geçmişinin sonsuza dek geride bırakılabileceğine dair bir tanıklık sunabiliriz. Bu konuda Türkiye’deki Hristiyan Kiliseleri öncü konumdadır: güçlü bir geleneğe ve bir canlı bir bugüne sahip olan bu kiliseler, tanıklıklarını dünyadaki tüm Hristiyanlara bir armağan olarak sunabilirler” diye konuştu.