Kedi Köpek sevgisi mi Hayvan sevgisi mi?
Hayvan sevgisi dendiğinde çoğumuzun aklına ilk olarak kediler ve köpekler gelir. Evlerimizde bizimle yaşar, oyunlarıyla yüzümüzü güldürürler. Onların sevimliliği ve sadakati, hayvan sevgisinin kapısını aralamamıza yardımcı olur. Ama gerçek hayvan sevgisi sadece kedilere ve köpeklere gösterilen ilgiyle mi sınırlı kalmalıdır?
Bir hayvanat bahçesine gittiğimiz düşünün. Çocuklar kahkahalarla koşturuyor, ziyaretçiler fotoğraf makinelerini hazırlamış, herkes heyecan içinde. Ve orada, denir parmaklıklar ardında bir fil duruyor. Yavaşça salladığı başı, zincirlerle kısıtlanmış ayakları, gözlerindeki kederi... O bakışlar özgürlüğün ne olduğunu bilen fakat kaybetmiş bir canlının bakışlarıdır. Yanından geçen çoğu insan için bu sadece "büyük ve heybetli bir hayvan görmek “tır. Oysa aslında görülen şey, bir ömrün hapsedilmiş halidir.
Aynı bahçede, kısıtlı bir havuzda defalarca aynı hareketleri yapmaya zorlanan bir yunus, çocuklar tarafından alkışlarla izlenir. Fakat kimse onun sonsuz denizleri özlediğini düşünmez.
Ormandan koparılan bir aslan kafesinde sağa sola gidip gelirken gücünü değil, çaresizliğini gösterir İnsanlar bunu görmezden gelir.
Hayvan severim diyorsanız sevginiz bütün hayvanları kapsamalı. Aksi takdirde kendinize "ben bir kedi- köpek severim " demelisiniz.
Gerçek hayvan sevgisi esaret altında yaşayan hangi türden olursa olsun, bütün hayvanların acısını fark etmektir. Onların çığlıklarını duymadan hayvan sevgisinden söz etmek eksik kalır