Yaşam

‘İskeleden Liman Şehrine İskenderun’ kitaplaştı…

İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi Yönetim Kurulu İskenderun Kaymakamı İskender Yönden’i ziyaret ederek İMEAK DTO İskenderun şubesi tarafından bastırılan “İskeleden Liman Şehrine İskenderun (1593-1918)” kitabını hediye etti.

Ziyarete İMEAK DTO İskenderun Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kutlu, Başkan Yardımcısı Suphi Şaşati, Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Demirkent ve Şube Müdürü Ahmet Taştekin katıldı.

 

Ziyaretten ve kitap çalışmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren İskenderun Kaymakamı İskender Yönden, tarihi milattan önce 2000’li yıllara dayanan İskenderun’un tarihine ışık tutacak kültürel çalışmaları her daim desteklediklerini ve takdir ettiklerini ifade ederek “İMEAK DTO İskenderun Şubesinin bu çalışması yakın tarihimize ışık tutması nedeniyle önemli bir kitaptır” dedi.

 

İki ayrı kitaptan oluşacak olan serinin ilk kitabında İskenderun İskelesi’nin 1593’te uluslararası ticarete açılmasından İtilaf Devletleri tarafından işgal edildiği 1918’e kadarki döneminin incelendiği çalışma İMEAK DTO İskenderun Şubesi destekleriyle Kent Tarihi Uzmanı Doç. Dr. Naim ÜRKMEZ tarafından kaleme alındı.

 

İskenderun deniz ticareti tarihine ışık tutmak amacıyla başlattıkları bu çalışmanın iki ayrı kitaptan oluşacağını belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kutlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Tarihsel süreç içerisinde iskeleden bir liman kentine dönüşen İskenderun; Çin, İran, Mezopotamya ve Yukarı Fırat Havzası ürünlerinin Batıya taşındığı, Batı dünyası ürünlerinin ise, Doğuya sevk edildiği bir liman olarak, 16. yüzyılın sonlarına doğru önem kazanmaya başlamıştır.

 

16. yüzyılda küçük ve sakin bir liman kasabası olan İskenderun, tarihi İpek Yolu’nun en işlek yol güzergahında bulunması, Uzak Doğu’dan gelen baharatın, İran ipeğinin ve Anadolu topraklarında yetişen yöresel ürünlerin, Asya’dan Avrupa’ya taşınmasında önemli bir rol oynamış ve 1500’lü yılların sonlarına doğru iskele ile başlayan gelişim İskenderun’u zamanla İzmir, Lazkiye, Tripoli, Hayfa, Beyrut ve İskenderiye gibi pek çok liman kentinin içinde yer aldığı deniz ticaret ağının da bir parçası haline getirmiştir.

 

İskenderun’un Akdeniz bölgesindeki deniz ticaret ağının bir parçası haline gelmesiyle bölgeye gümrük görevlileri tahsis edilerek deniz ticaretinin devlet kontrolünde yürütülmesi sağlanmış ve 16. Yüzyıl sonlarında kontrol ve güvenliğin daha iyi sağlanabilmesi amacıyla bir kale yapılması dahi gündeme gelmiştir.

Türk Denizciliği açısından Cumhuriyetin ilanından sonra elde edilen stratejik ağırlıklı çok önemli bir kazanım olan Kabotaj Kanununun kabulünden sonra İskenderun Limanı daha da önem kazanarak stratejik bir limana dönüşmüş ve gelişen ticaret hacmiyle Asya ve Avrupa arasında önemli bir köprü olmuştur. Kombine taşımacılığın ilk başladığı noktalardan biri olan ve iskeleden liman şehrine evirilen İskenderun Körfezinde bugün 29 iskele-liman, 5 balıkçı barınağı, 1 su sporları merkezi – yat limanı, 1 tersane, 44 kılavuz kaptan ile 24 römorkör ve sanayi dalgıçları hizmet vermektedir. İlk modern gümrük binası 1905 yılında projelendirilen İskenderun Körfezinde gelişen deniz ticaretinin kontrolünü sağlamak ve işlemleri hızlandırmak amacıyla bugün 4 ayrı gümrük müdürlüğüyle hizmet verilmektedir.

 

Günümüzde 37 kıyı tesisine sahip, yıllık ortalama 120 milyon ton üzerinde hacimle Türkiye’nin yüzde 25 yükünün elleçlendiği İskenderun Körfezi, tarihsel süreç içerisinde limanların nasıl bir şehir yarattığını göstermesi açısından önemlidir.

 

İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi olarak bu eserde, kent tarihi uzmanı Doç. Dr. Naim Ürkmez’in titiz ve yorucu bir çalışmasının ardından şehrin hafızasını ortaya çıkararak gelecek nesillere katkıda bulunmaya çalıştık.”