Gören var, görmeyen var.
Duyan var, duymayan var.
Bilen var, bilmeyen var.
İki kelimeyi bir araya getirip, konuşabilen var, konuşamayan var?
İki çizgi çizip, yazı yazdığını sanabilen var.
Satır başından haberi olan var, olmayan var.
Nokta koyamadığı için paragrafın sadece başında büyük harfle başlayan var!...
Ömür biter, o paragraf bitmez ki yeniden büyük harfin sırası gelsin.
Demagoji yapan var, yapmayan var.
Kısa yazabilen var, yazamayan var.
Çoğul şahıs zamirlerini kullanabilen var, kullanamayan var.
Alt tarafı, “ben, sen, o” yerine “biz, siz, onlar” diyecek.
O da yok maalesef.
Ahkam kesen var, onu da becerip kesemeyen var.
Karşısındaki ile nasıl konuşulamayacağını, ne yazık ki, bilmeyen var.
Saygının ne olduğunu kavrayamayan var.
Tahammülün kelime anlamını bilmediği halde kullanma cesareti gösterebilen var.
Mübalağa eden var, edemeyen var. Onu da beceremeyen var.
Laf kalabalığı yapan var, yapamayan var.
Üç kuruşun ne anlam taşıdığını bilmeyen var.
Yalan söyleyen var. Hem de kendini inandırıp…
Etik ve ahlak kurallarına uyamayanlar var.
Tahsil gördüğü halde, mütevazilikten nasibini alamamışlar var.
Gördüğü tahsil ile kendini KAF DAĞI’nda sananlar var.
Dağ’ın anlamını bilmediği halde…
Neyse ki, bizler için Dağ’da masal, onlar da…
***
Sevgiyle Kalın…