Gündem

NARİN…

Selam Dostlarım; başlığı yazarken öyle zorlandım ki;  bu kısacık kelimeyi yazmak uzun zamanımı aldı… Çocuklar bu dünyadaki meleklerine yani anne-babalarına emanet…

                                                                    

 Belli bir yaşa gelinceye kadar onları, koruyup gözetmek işine anne babalık deniyor değil mi? Emanet; yaradanın, dünyanın kendinin emaneti; bir çocuk ne zaman büyür, ne zaman yetişkin olur, çocuktan kadın, çocuktan adam olur mu..?

 Sevgili Dostlarım; işim çocuklar ve anne babaları,  neredeyse 24 yıldır bu işi yapıyorum.

-Onların hakları oyun,

- Onların hakları gülmek,

 -Onların hakları merak ve öğrenmek

-Onların hakları sevilip, korunmak, gözetilmek…

 Çocuklar ağlar, bu onların iletişim dilidir. Ama  gözlerinden akan yaşın sebebi bir yetişkin olamaz. Düşer ağlar, canın yanar ağlar, acıkır ağlar, uykusu gelir ağlar, şımarır ağlar ama çocuklar dövülmez,  korkutulmaz, çocuklar ölmez…!

 Onlar; hastalandığında, başlarına bir kaza geldiğinde ya da canları yandığında anne babalar yanar kavrulu. Bir çocuk öldürüldüğünde, dünya üzerindeki gerçek anneler de bir parçasının öldüğünü bilir, gömülen o masum canla artık bir tarafı ölüdür gerçek anne-babaların…!

 Konu yine herkes anne- baba olmalı mı?

 Devlet çocuklarını gözetemeyen, sahip çıkamayan yetişkinlerden çocuklarını alıp himaye etmeli mi?  Ederken onların masumiyetine bir zarar gelmeyeceğini bağıra çağra söylemeli mi? Keşke gücüm olsa NARİN’in köyündeki tüm çocukları alabilsem oradan, bu acının acıları ile onlar da erkenden büyümese…

 Bozulan ahlak ve toplum kuralları, hadsizleşen aile kurumları neler oluyor bize…

 Sokaktaki köpek zarar verse, taşla linç edersiniz veya uyutursunuz..

 Peki ya  bunu yapan insan, neden kısa bir tutukluluktan sonra af, iyi hal, vb. durumlarla tekrar,  topluma kirli ahlak seviyesi ile kirletmeye çıkıyor. Günlerdir nasıl vicdan yoksunu olduğumuzu, nasıl duyarsız olduğumuzu,  nasıl küçük bir kız çocuğunun ölümünü normalleştirmeye çalışıldığı bir köyü konuşuyoruz…

 Köy; bu toplumun en temiz yeri değil miydi?  Biz çok yorulduğumuzda şehir hayatından “Gidip bir köyde yaşamalı” demez miydik?

 Biz kendimizi bir an evvel düzeltmezsek daha çok Narinler, Leylalar, Ayşeler ölecek…!

Duyarlı toplum olalım; Ve gördüğümüz, hissettiğimiz olumsuzlukları, uyaralım; fark edelim..! İhbar edelim..

Bu ölümler normal ölümler değil, cahilliğin,vicdan yoksunu, ahlak seviyesi olmayan, insan suretinde canavarların işi…

NARİN’im, güzel kızım; melek oldun, gittin, yazıldı çizildi çok arkandan…

Hakkını helal etme bizlere…

Sana hiçbir hak, hukuk, fırsat vermeyen biz yetişkinleri  asla affetme…

Dünya değişti; kirlendi ve özünü kaybetti,

Toplumlar, kimse kalmasa bile çığlık atıp doğruları söyleyen..!

Sen bil…! bizim gibi kalbi kanayan azıcık insan kaldı buralarda; çocuklarımızı  korumak bizim temel görevimizdir..

 Onlara bakamıyorsak….

 Onları koruyamıyorsak…

 Onları sevemiyorsak….

 biz anne baba olmayalım..

                                                                             SEVGİYLE KALIN

                                                                                                 GÜLSER YİĞİT