Yaşam

Ünsal; “Gerçek bir meslek kanunu istiyoruz”

Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Ünsal yürütülen çalışmaların, ağırlıklı olarak iktidara yakın sendika, dernek ve çevrelerin talep ve önerileri doğrultusunda yapıldığını savunarak gerçek bir meslek kanunu istediklerini söyledi.

Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi gündeme geldiği ilk günden itibaren tartışıldığını belirten Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal “Meslek kanununun hazırlık süreci ve gündeme getiriliş biçimi, içeriğinden bağımsız olarak, son derece anti demokratik. Eğitimin asli bileşenlerinin ve sendikaların görüşünü almadan, öğretmenlik gibi kapsamlı bir mesleği biri geçici, ikisi yürürlük maddesi olmak üzere toplamda 13 maddelik bir yasayla düzenleyip,  konuyu büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgemek, iktidarın eğitime, öğretmenlere ve yaptıkları işe ne kadar değer verdiğini açıkça göstermektedir” diye konuştu.

Öğretmenlik Meslek Kanununun neler getirdiğinden de söz eden Ünsal, bu düzenlemenin öğretmenlerin mesleki gelişimine somut katkı sunmasının mümkün olmadığını savundu.

Öğretmenlik Meslek Kanununun tam bir hayal kırıklığı yarattığını ifade eden Ünsal; “Müjde diye paylaşılan düzenlemenin asıl amacının öğretmenleri bölmek ve ayrıştırmak olduğu kanun tasarısında açıkça görülmektedir. Başöğretmenlik, uzman öğretmenlik için vaat edilen maaş farklarının 2023’te ödenmeye başlanacak olması ve 3600 ek göstergenin sadece 1. dereceyi kapsaması, düzenlemenin tamamen seçime endeksli olarak hazırlandığını göstermektedir” dedi.

Eğitim emekçilerinin MEB’in doğru bulmadığı uygulama ve tutumlarını sorgulayarak sık sık itiraz etmekte, sendikaları aracılığıyla hakkını aradığını hatırlatan Ünsal “Sendikal eylem ve etkinlikler aracılığıyla hakkını arayan eğitim emekçileri sık sık idari ve adli soruşturmaya, kimi zaman da cezalara maruz kalmaktadır. Adaylığın kaldırılması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi kabul edilemez kariyer basamaklarını ceza almamış olmaya bağlamak, eğitim emekçilerini sendikal örgütlenmeden uzak tutmaya, yanlış uygulama ve tutumlara itiraz etmemeye yönelik bir adımdır ve kabul edilemez. İktidara her koşulda biat eden, eleştirmeyen, sorgulamayan ve bunun karşılığında adaylığı kalkan, kariyer basamaklarını tırmanan tipik bir ‘memur öğretmen’ kuşağı yaratılmak istenmektedir” şeklinde konuştu.

İktidarın, tüm eğitim sistemini ve öğrencileri mecbur bıraktığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenleri de katarak, süreci daha da karmaşık hale getirdiğini vurgulayan Ünsal şunları kaydetti: “Sınava hazırlık sürecinde öğretmenlerin eğitim-öğretim sürecindeki işlerini aksatması bu durumun sınıf içine olumsuz yansıması kaçınılmazdır. Uzmanlık sınavı yaklaştıkça çoğu öğretmen sınıfta ders işlemek yerine sınava çalışmayı tercih edecek ya da yaptığı işe kendini yeterince vermeyecektir. Kanunun yürürlüğe girmesi ile öğretmenler arasındaki ilişkiler ve mesleki dayanışma bozulacak, statü ve ücret farklılaşması okullarda yeni sorunları ve ayrımları beraberinde getirecektir”

TBMM’de kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal edilmesi gerektiğini, bir meslek kanunu hazırlanacaksa ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’ doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmansın daha doğru olacağını ifade eden Ünsal “Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlanma biçimi ve içeriğiyle öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Meclis’te kabul edilen kanun bu açıdan son derece yetersizdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili olarak eğitim emekçileriyle, sendikalar ve alandaki meslek örgütlerinin eleştiri, öneri ve talepleri dikkate alınmadan atılacak adımların karşısında olacağımız ve kazanılmış haklarımızı hiçbir koşulda tartışmayacağımız bilinmelidir. Ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanunu talep ediyoruz” diye konuştu.