23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun

23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramınızı kutlarız.

MESUT DEMİR

İNTERNET GAZETECİLERİ FEDERASYONU (İGF) GENEL BAŞKANI

23 Nisan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı önemi

Ülkemizin ve yavru vatan KKTC’nin en önemli millî bayramlarından biri, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından, meclisin açılış günü anısına çocuklara hediye olarak verilmiştir. Büyük Millet Meclisinin 1920’de Ankara’da açılması, Türk milletinin kendi azim ve kararıyla kurduğu yeni devletin tüm dünyaya ilan edilmesiydi. TBMM, 23 Nisan 1921 tarihindeki meclis oturumunda almış olduğu kararla yeni devletin ilk bayramı olarak meclisin açılış gününü Millî Bayram ilan etmiş, bu karar, Resmî Gazetenin 2 Mayıs 1921 tarihli ve 13 sayılı nüshası ile de duyurulmuştur (TBMM/ Zabıt Ceridesi, 23.4.1921).

23 Nisan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan ulusal egemenlik ve bağımsızlığı ifade eden önemli bir gündür. TBMM bugün açılmış ve egemenlik hakkı halkın olmuştur. Egemenlik yeni kurulan bu meclisle birlikte milletin eline geçmiş ve meclis ülkeyi yönetecek ve idare edecek hükümeti bu meclisten çıkarmıştır. Ülkeyi işgal eden devletlere karşı millî orduyu, bu meclisten seçilen hükümet kurmuş ve İstiklal Savaşı’nı yapmıştır. “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ifadesi bu yıllarda dile getirilmiş olan ve bir taraftan yeni başlatılan İstiklal Savaşı’nın haklılığını, diğer taraftan da savaş sonrasında tesis edilmesi istenilen yeni devletin bağımsız, demokratik ve cumhuriyetçi yapısını belirlemiştir. Egemenlik hakkının, halkı oluşturan çok çeşitli sınıf, grup, menfaat ve çıkar yanlılarının değil tamamıyla millete ait olacağı bu devlet şeklinde, halk egemenliğini seçeceği mebuslar eliyle “meclis” te kullanacak ve kendisi için gerekli olan siyaseti uygulayacaktı. TBMM’nin Açılışı ve Millî Bayramın İlanı Mustafa Kemal ve arkadaşları, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılışını sağlayarak hiç zaman kaybetmeden devleti demokratik ve anayasaya dayalı bir zemine oturtmak için girişilen faaliyetler, meclisin kurulmasından tam dokuz ay sonra, 20 Ocak 1921 tarihinde, ilk anayasanın kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilan edilmesinden önce uygulamaya konulmuş olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası olarak kabul edilen 1921 Anayasası’nın birinci maddesinde; hâkimiyetin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu, yönetim usulünün halkın kendi kaderini bizzat ve fiilen yönetmesi esasına dayandığı hükmüne yer verilmiştir. TBMM’de kürsünün arkasına da “Hâkimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” yazısının bulunduğu levha asılmıştır (Turhan, 2011, s. 1).

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yönetim yapısı, ulusal egemenliktir. Özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin yegâne kaynağı milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Çocuklarımız milletimizin geleceği ve aydınlık yarınlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yarınları, yarının büyükleri olan çocukların görüşleri ve çalışma azimleri ile şekillenecektir. Meclisin toplanması ve kurulması ile millet egemenliği fiilen uygulamaya ve yürürlüğe geçirilmiş, bu önemli ve anlamlı gün, millet egemenliğini ilelebet muhafaza edecek olan çocuklara Atatürk tɑrɑfındɑn hediye edilmiştir. Bu bayram tüm dünyada bir başka benzeri olmayan tarzda farklı iki ayrı özelliği bir arada taşıyan millî bayramdır. Bu iki önemli husus milletimiz ve geleceğimiz olan çocuklarımızdır (Dünya Bülteni, 2019, s. 1).

1921 tarihinde kabul edilen 23 Nisan Millî Bayramı ile Ankara’da 1922 yılında yapılan ilk kutlamalardan itibaren çocuklar, ön saflarda bulunmaya başlamıştır. Millet egemenliğine dayanan devlet şekli olan Cumhuriyet ise 29 Ekim 1923’te ilan edilmiş, Cumhuriyet yönetiminde egemenlik yetkisinin TBMM’de olduğu, bu yetkinin yürütme organı (Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı) ve bağımsız yargı aracılığı ile kullanılacağı ortaya konmuştur.

Bütün milletler geleceklerine önem vermek mecburiyetindedir. Bu anlayışın bir gereği olarak ilk uygulama, Milletlerarası Çocuklara Yardım Birliği tarafından 1924 yılında yayınlanmış, Uluslararası Çocuk Hakları Beyannamesi’nin 26 Eylül 1924 tarihinde toplanan Dörtkol, F. / Gaziantep University Journal of Social Sciences 2023 22(1) 145-158 154 üye ülkeler tarafından Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan oylama ile kabul edilmesidir. Milletler Cemiyeti, I. Dünya Savaşı’nı müteakip kurulmuş ve bu cemiyetin “Uluslararası Çocuk Hakları Beyannamesi Cenevre Bildirisi” adı bulunan evrakının altında Mustafa Kemal’in 1928 yılında attığı imzası vardır. Bu konudaki ikinci uygulama, Birleşmiş Milletler Cemiyeti’nin 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 25-26’ncı maddeleridir. Bu tarihte çocuk sorunlarıyla ilgilenen Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği, bu iki maddenin açıkladığı ve gösterdiği doğrultuda yedi maddelik Çocuk Hakları Cenevre Bildirisini oluşturmuştur. Yedi maddelik bu belge 20 Ekim 1959 tarihinde 10 madde şeklinde düzenlenmiştir. Bu bildirilerle aynı zamanda uluslararası seviyede çalışma yapan kuruluşlar da teşkil edilmiştir. “Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği”, 11 Aralık 1946’da üye ülkelerin yer aldığı BM Genel Kurulu Kararı ile kurulan ve “Birleşmiş Milletler Uluslararası Acil Çocuk Yardımı Fonu (UNICEF)” manasını taşıyan kuruluşlar en önemlileri arasında bulunmaktadır (Akın, 1997, s. 94-95). UNICEF’in (Hürriyet, 2017; UNICEF, 2017)

Kemer’de fırınlara denetim Kemer’de fırınlara denetim

5 Uluslararası Çocuk Yılı olarak 1979 yılını ilan etmesini müteakip Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) tarafından uygulamaya konarak bu bayram uluslararası düzeye çıkarılmıştır. Halen bu anma etkinliğine, yabancı ülkelerden çok sayıda çocuklar kendi millî giysileriyle iştirak etmekte, çeşitli oyunlar ve gösteriler yapılmakta, okullarda gösteriler, törenler ve çeşitli etkinlikler icra edilmektedir. Atatürk’ün 1933 yılının 23 Nisan tarihinde kendi uygulamasıyla başlayan çocukları makama kabul etme ve onlara makamı devretme âdeti, halen çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındaki yetkililerin makamlarına geçmeleri şeklinde bir uygulama ile sürdürülmektedir (Aslan, 1982, s. 581).

1970’li yıllardan itibaren 23 Nisan Çocuk Bayramı tüm halkın coşku ile kutladığı, toplumun yediden yetmişe tüm kesimlerince benimsenen ve kutlanılan bir bayram hâline gelmiştir. TBMM’de yapılan törenlere çocukların da katılımı sağlanarak çocuklar Meclis’e davet edilmekte, tüm Meclis faaliyetleri ve kanunların nasıl yapıldığı hakkında onlara bilgi verilerek bayram, Meclis çatısı altında düzenlenen törenlerle kutlanmaktadır. UNICEF tarafından dünya çocuk sorunlarına çözüm bulmak maksadıyla 1979 yılının Uluslararası Çocuk Yılı olarak ilan edilmesiyle birlikte bu günün Dünya Çocuk Bayramı olarak da anılması öngörülmüştür. Bu hususta Türkiye’de liderlik rolünü üstlenmek istemiş ve 17 Nisan 1978 tarihinde yetkili makamlarca her yıl büyük bir coşku ile kutlanan 23 Nisan Bayramının Dünya Çocuk Bayramı olması ve ilan edilmesi konusu Birleşmiş Milletlere teklif edilmiştir. Ancak Batı ülkeleri 02 Ekim tarihini, sosyalist ülkeler de 01 Haziran tarihini tercih ettiklerini öne sürmüşlerdir. Türkiye'nin çok haklı ve yerinde bir önerisi ile tüm dünya çocukları için 23 Nisan tarihinin bayram yapılmasını istediği bu teklif, Batı ve sosyalist ülkelerin kutlama tarihlerindeki itirazları ve bu tarihlerde başka programları olduğu gerekçeleri ile kabul görmemiştir. Türkiye bundan böyle de bu hususta mücadelesini sürdürmüş, 1979 yılından itibaren yapılan anma etkinlikleri uluslararası seviyeye çıkarılarak bunun uygulamaları da yapılmış, basın ve medya aracılığı ile bu bayram hakkında tüm dünya ülkelerinin farkındalığı sağlanmıştır (Aslan, 1982, s. 576-592).

Türkiye'nin konu hakkındaki istek ve talepleri “UNESCO Türkiye Millî Komitesi” başkanı tarafından Cenevre’de, 02 Temmuz 1979 tarihinde yapılan Uluslararası Eğitim Bürosu 5 UNICEF: 1946 yılında kurulan “Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu” (United Nations International Children's Emergency Fund) çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların kapasitelerini eksiksiz biçimde gerçekleştirmek için imkânlar sağlamak üzere görev yapmaktadır. Dörtkol, F. / Gaziantep University Journal of Social Sciences 2023 22(1) 145-158 155 genel toplantısında yeniden gündeme getirilmiştir. Yine aynı şekilde Meclis Başkanlığı, 1979 yılının 21 Ağustos tarihinde Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla BM Genel Kuruluna önermiştir. Bu husus 1979 yılının kasım ayında Türkiye'nin oradaki Büyükelçisi aracılığı ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da ifade edilmiştir. Böyle bir kararı kabul etme yolunda BM Genel Kurulu herhangi bir olumlu gayret ve çaba içinde olmamıştır. Buna rağmen Türkiye, Çocuk Bayramı kutlamalarında ilk dönem olduğu gibi bunu resmî bir karar olmaksızın, fiilen uygulayarak ve uluslararası seviyede bu bayramın adını duyurarak amacını kısmen de olsa gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Nihayet günümüze gelindiğinde bu tarih, Birleşmiş Milletler Örgütü ve uluslararası düzeyde resmen olmasa da dünya ülkelerinin çoğu tarafından Uluslararası Çocuk Bayramı olarak kabul görmüş bulunmaktadır (Akın, 1997, s. 95-96). 1975 yılından itibaren kutlamalara katılan TRT Kurumu, çocuklarla ilgili programlara önem vererek bu programları hafta boyunca yayınlamıştır. Mecliste 1978 yılının 23 Nisan tarihinde icra edilen törenlere üye sayısı kadar çocukların iştirak etmesi kabul edilmiştir. Her yıl ortalama 40 ülkenin çocuklarının iştirak ettiği anma etkinliklerine 1979 yılından günümüze kadar yaklaşık 120 ülke katılmıştır. UNICEF’in 1979 yılını Uluslararası Çocuk Yılı ilanından sonra bu bayram uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Ankara ilkokulları temsilcilerinin katılımları ile 23 Nisan 1979 tarihinde başlatılan Meclis’teki bu uygulama, ülkenin bütün vilayetlerinden katılan çocukların iştiraki ile 1980 yılında “Ulusal Çocuk Parlamentosu” oluşturularak gerçekleşmiştir (Aslan, 1982, s. 589). TRT tarafından bu tarihte törenlere komşu ve yabancı ülkelerden anma etkinlikleri için çocuklar davet edilerek Çocuk Bayramı ilk defa uluslararası anlam ve seviyede kutlanmıştır. TRT’nin bu yöndeki faaliyetleri bugüne kadar daha da yaygınlaştırılarak ve artırılarak sürdürülmektedir. 1980 sonrası bayramın adının değişikliği bakımından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Resmî kayıtlarda 23 Nisan’ın adının Millî Hâkimiyet Bayramı olması, halkın arasında ise Çocuk Bayramı olarak anılması karışıklığa neden olduğundan bunların resmî kayıtlarda birleştirilmesi 1980’den sonra olmuştur. 1981'de yapılan kanuni değişiklikle o tarihe kadar büyük bir eksiklik giderilmiş ve 23 Nisan gün ve tarihinin adı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adıyla değiştirilmiştir (Resmî Gazete, 1981, sayı; 2429). Bu karar ile 23 Nisan resmî bir ada ve statüye kavuşturulmuştur (Akın, 1997, s. 93). Danışma Meclisi de 1982 yılının 23 Nisan tarihinde anma etkinlikleri için özel gündemle toplanmıştır. TBMM ve TRT'nin 1985 yılının 23 Nisan tarihinde yapılan etkinliklerine otuz dört ülkeden dini, dili, rengi ve kültürü farklı çocuklar katılmıştır (Akın, 1997, s. 93). Ankara'da buluşan bu çocuklar hemen kaynaşmışlar, karşılıksız sevgi içinde kucaklaşmışlar, dünyanın çeşitli coğrafyalarından gelen bu çocuklar, bir bütün olmuşlardır. Tek bir sevgi kalbi oluşturup tüm dünya milletlerine saflığın, temizliğin, güzelliğin ve insanlık değerlerinin bir örneği olarak barışı simgelemişlerdir. Bu bayram, Türk çocuklarının 23 Nisan’ı dünya çocuklarına armağan ettiği, dostluk, kardeşlik ve sevginin paylaşıldığı bir gün olmuştur. Atatürk'ün himayelerinde ve desteğinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ortaya çıkmasında ve çocuk bayramı şeklinde idrak edilmesinde “Himaye-i Etfal Cemiyeti” (Çocuk Esirgeme Kurumu) ve onun uzun yıllar başkanlığını yapan Kırklareli Milletvekili Fuad Umay'ın da büyük gayret, öneri ve çabaları olmuştur (Akın, 1997, s. 93). Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun ve TBMM’nin önemli gayret ve çalışmaları ile 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın ileride tüm ülkeler tarafından kabul edilerek kutlanılacak bir çocuk bayramı olacağına hiç şüphe yoktur. TBMM’nin açıldığı günün birinci yılından itibaren kutlanmaya başlayan Çocuk Günü ve Çocuk Bayramı kutlamaları, tüm ülkede coşku ile anılmasına ve kutlanmasına rağmen medeniyetin beşiği denilen ve gelişmiş ülkelerde halen çocuklar için bir anma günü mevcut değildir. Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği, özellikle Avrupa ülkelerinde çocuk hakları konusunda yapılan çalışmaları takip ederek ve bu Dörtkol, F. / Gaziantep University Journal of Social Sciences 2023 22(1) 145-158 156 konu hakkında gelişmeleri izleyerek, 1953 yılından itibaren üyesi bulunan bütün ülkelerin Çocuk Esirgeme Kuruluşlarına duyuruda bulunarak, her ülkenin hiç değilse yılın bir gününü “Çocuk Günü” olarak kabul etmelerini ve çocukların sorunlarına değinmelerini istemiştir (Aslan, 1982, s. 592-593). 1954 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan bir kararla tüm ülkelerin kendileri için uygun bir günü, çocuk günü olarak belirlemelerini ve belirlenen bugünün uluslararası çocuk günü olarak kutlanmasını, her ülkenin belirlenen günü 1956 yılından itibaren anmalarını belirtmiştir. UNICEF o günden beri BM’ye üye ülke ve kuruluşlarına bu durumu teşvik edici bildiri ve yayınlar göndermektedir. UNICEF’in tüm gayretlerine rağmen Türkiye'de çok önemli millî bir bayram haline gelen ve çok çeşitli anma etkinlikleri ile anılan Çocuk Bayramı ve Çocuk Haftası adları altında kutlamalar hariç 1979 Dünya Uluslararası Çocuk Yılına kadar diğer ülkeler nezdinde bir gelişme kaydedilememiştir. Bu da Türkiye'de köklü bir âdet haline gelen, Atatürk’ün kendi ifadeleriyle "Bu bayramı çocuklara armağan edeceğim, gözüm arkada kalmayacak” dediği ve çok çeşitli etkinliklerle kutladığımız 23 Nisan günüdür.

Kaynak: igf