Kontrol edilemeyen ve istemsiz idrar tutamama hali olarak açıklanan idrar kaçırmanın (üriner inkontinans) ileri yaşlarda daha sık görüldüğünü kaydeden Alpay; “Çok fazla sayıda doğum yapmak, ileri yaş, onun haricinde kronik kabızlık, öksürüğe yol açabilecek kronik akciğer hastalıkları gibi risk faktörleri bulunmaktadır. Tiplerine göre değişmekle beraber özellikle 40 yaşından sonra artıyor. Menopoz sonrasında azalan östrojen hormonunun etkisiyle beraber artmakta…” dedi
Çok fazla sayıda tipleri olmakla beraber kabaca 2 tipe ayırabilen rahatsızlığın birincisinin öksürmekle, hapşırmakla, karın içi basıncının artması ile oluşan idrar kaçırması olduğunun altını çizen Op. Dr. Alpay “Bu genellikle 40-50 yaşlarında görülür. 2. tip olarak da sıkıştığınızda tuvalete giderken yetişememe tarzında idrar kaçırmadır. Bu da genellikle 50’li yaşlardan sonra görülen tiplerdir. Tiplerine göre farklı tedaviler uyguluyoruz. Öksürmekle, hapşırmakla olan idrar kaçırmalarda öncelikle egzersizler uyguluyoruz, sonrasında egzersiz yeterli gelmezse ve hastanın şikayetleri çok fazlaysa, hayat kalitesini şiddetli bir şekilde bozuyorsa o zaman cerrahi tedavilere yönelebiliyoruz. Sıkışma tipi idrar kaçırmada ise genelde mesane eğitimleri veriyoruz, ilaçlar kullanabiliyoruz. Bu şekilde hastalarımıza yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
Yaz mevsiminde deniz ve havuza girmeye başlanmasıyla kadınlarda artan mantar enfeksiyonlarına yönelik de konuşan Alpay; “Bu mevsimde kadınlarda mantar enfeksiyonları, genellikle vajinitler artmakta. Özellikle antibiyotik kullanımı sonrası, havuz-deniz sonrasında mantar enfeksiyonları görülebiliyor. Mantar enfeksiyonlarının da çeşitleri var. Bazen kronik enfeksiyonlarla karşılaşabiliyoruz. Tabii risk faktörü olan hastalarda buna yönelik tedaviler uygulamak gerekiyor, uzun süreli tedaviler uygulamak gerekiyor. Bu konuda hijyene dikkat etmek çok önemli. Özellikle antibiyotik kullanımları bu konuda risk faktörü…” şeklinde konuştu.