Gündem

Bakan Ersoy Hatay'da tarih verdi…

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, depremlerden etkilenen Hatay'ın Antakya ilçesindeki kültürel mirasın ihya edilmesi için hazırlanan ‘Koruma Amaçlı İmar Planı’nın 1 Eylül'de askıya çıkacağını açıkladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu ve Türkiye Tasarım Vakfı Genel Müdürü Barış Güleç’in de hazır bulunduğu, Hatay Afet Koordinasyon Merkezi'nde düzenlenen ‘Bilim Kurulu Toplantısı’na katıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hatay'daki tarihi yapılarla ilgili yürütülecek çalışmaları anlattı. Bakanlık dışında özel mülkiyette olan tescilli kültür varlıklarıyla ilgili de bir çalışma ve hibe programı hazırladıklarını, iki başvuru sürecinde toplam 279 yardım talebi oluştuğunu ifade eden Ersoy, "Bu yardım çalışmalarında üç aşamalı bir program uyguluyoruz. Birincisi ibadethaneleri içeren bir projelendirme süreci. Burada projeye 3 milyon lira destek veriyoruz. Uygulamaya geçtiği zaman ayrıca 25 milyon lira bir destek daha ödüyoruz" dedi.

Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı ile ilgili sunum da yapan Bakan Ersoy, depremlerden etkilenen Hatay'ın merkezini, aslına uygun yeniden canlandırmayı, kültürel mirasını ihya etmeyi, kent kimliğini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı amaçladıklarını söyledi.

“HEDEF 15 EYLÜL'E KADAR HAFRİYATIN TAMAMINI KALDIRMAK"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile 15 Mayıs'ta yapılan protokolle sit alanları ve tescilli yapılara ilişkin her türlü plan ve proje hazırlama, uygulama ve denetleme yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına devrildiğini de hatırlatan Bakan Ersoy "Bu alan içindeki hafriyatın kaldırılması esas önceliğimizdi. Hafriyat çalışmaları hala devam ediyor. Hedefimiz 15 Eylül'e kadar buradaki hafriyatın tamamını kaldırmak. Bu bölgede antik şehir de var. Bu antik şehrin izleri tespit ediliyor. Kurtarma kazı ekiplerimiz bu antik şehrin bulunduğu noktalarda kurtarma kazıları yaparak ilerleyecek. Aynı şekilde buradaki hafriyatı kaldırdıktan sonra ayrıştırma noktalarına taşıyoruz. Ayrıştırma noktasında, kurtarma kazısıyla kurtarılabilecek alanları, malzemeleri çıkarıyoruz. Onları yeniden ihya sırasında aynı binaların restorasyon ve rekonstrüksiyonlarında yapı malzemesi olarak kullanmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Koruma Amaçlı İmar Planı'yla ilgili çalışmaların devam ettiğinin altını çizen Bakan Ersoy "Hedefimiz bu ayın sonuna kadar planı tamamlayıp 1 Eylül itibarıyla askıya çıkmak. Bu planla ilgili çalışmalar Bilim Kurulu ile paralel olarak gidiyor. Bilim Kurulu ile mutabakat sağlayarak bu plan çalışmalarını yapıyoruz. Hedefimiz 1 Eylül'de planı askıya çıkmak. 30 gün içerisinde gelecek itirazları da değerlendirerek ekim başına planı uygulamaya hazır hale getirmek istiyoruz.

Bakan Ersoy, 17 Şubat'ta oluşturulan Bilim Kurulunun üyelerinin "milli görevi" gönüllü üstlendiklerini, Antakya'nın geleceğinin oluşturulacağı planın görüşler doğrultusunda hazırlandığını söyledi.

Bilim Kurulu ile kentteki hasar tespit çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirten Ersoy şunları söyledi: "Hasar tespit çalışmalarını kültür varlığı ve vakıf kültür varlığı olarak ikiye ayırdık. Burada ilk etapta 443 kültür varlığı ve 141 vakıf kültür varlığının Antakya merkezde olduğu görüldü. Çeşitli oranlarda tamamen yıkılan, ağır, orta ve az hasarlı 405 kültür varlığı ve 107 vakıf kültür varlığının olduğu görüldü. Bu tespitlerle ilgili çalışmalar tamamlandı. Şimdi bunlarla ilgili restorasyon ve renovasyon çalışmaları yapılıyor."

"ŞU ANA KADAR KÜLTÜR ENKAZININ YÜZDE 50'SİNE ULAŞTIK"

Şu ana kadar kültür enkazının yüzde 50'sine ulaştıklarını belirten Bakan Erol “Bu ulaşılan kültür enkazları belli bir döküm sahasına taşınıyor. Döküm sahasında ayrıştırma işlemleri yapılıyor. Ayrıştırmadan sonra kullanabileceğimiz malzemeler burada depolanıyor. Bundan sonra çalışmalar başladığı an, bu malzemeler öncellikli olarak yararlanacağımız malzemeler olacaklar" dedi.

ÇALIŞMALARDA KENTSEL HAFIZA ÖN PLANDA TUTULUYOR

Ersoy, kentsel hafıza için alanın arkeolojik verilerini oluşturduklarını, eski yerleşim bilgilerini topladıklarını, bilimsel çalışmalar ve verileri göz önünde bulundurarak tespitler yaptıklarını ve yapıların mimari, karakteristik özelliklerini en ince ayrıntısına kadar araştırarak müdahale biçimlerini belirlediklerini anlattı.