Bursa'nın Orhangazi ilçesinde 1994 yılında kazı çalışmaları sona eren ve üstü kapatılan 8 bin yıllık Ilıpınar Höyüğü için çıkan eserlerin tamamının nerede olduğu tarihçi gazeteci-yazar Muharrem Değirmen tarafından sorgulanıp araştırılmaya başlandı.Tarık ŞEKER / BURSA (İGFA) -  Orhangazi'de tarihçi, gazeteci yazar Muharrem Değirmen, ilçe turizmine yönelik anahtar konumda olan Ilıpınar tarihi kazılarıyla ilgili ilginç bir detayı araştırıyor.

Ücretli çalışanlar artışta... Ücretli çalışanlar artışta...

1994 yılında kazı çalışmaları sona ererek üstü kapatılan 8 bin yıllık Ilıpınar Höyüğü'nde çıkan eserlerin izini süren Değirmen, Ilıpınar'ın bölge için önemine vurgu yaparak, kazıların tekrar başlatılarak açık hava müzesi haline getirilmesi gerektiğini söyledi.

Höyükte ilk yerleşmenin günümüzden 8 bin yıl önce gerçekleştiği öne sürüldüğüne dikkati çeken Değirmen, "İlk yerleşimcilerin Orta Anadolu'dan 10-15 aile olarak gelip yerleştikleri düşünülmektedir. Höyüğün ilk yerleşmede dahi eksiksiz bir tarım ekonomisine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Şimdilik, bölgede tarıma başlanılan ilk yerleşim olarak görülmektedir. Ilıpınar Höyüğü kazıları, Trakya ve Marmara Bölgesi arkeolojisinde son derece önemli bir dönemin aydınlatılmasında geniş malzeme sağlamıştır. En önemli katkılarından biri Fikirtepe Höyüğü'nün tarihlendirilmesinde kesinliğe ulaşılmasındaki payıdır. Ilıpınar kazılarında arkeolojik araştırmaların yanında Bursa İli'nin doğa tarihi de araştırmalara konu olmuş, jeomorfolojik çalışmalarla her türlü bitki ve hayvan kalıntılarının, polenlerin incelenmesi sağlanmıştır. Bölgenin doğa tarihine ilişkin bu araştırmalar ilk olarak Ilıpınar Höyüğü kazılarıyla başlatılmıştır. Bu araştırmalar, göreceli kronoloji ile tarihlendirilen Fikirtepe ve Temenye Höyüğü (Pendik) konusunda kesin tarihlendirmeye olanak sağlamıştır. Esasen Ilıpınar, Menteşe Höyüğü, Marmaracık Höyük, Barcın Höyük Fikirtepe Kültürü'nün yayılma bölgesi olarak kabul edilmektedir. Radyokarbon tarihleme yöntemi, IX. tabaka için MÖ 4.900, VIII. tabaka için MÖ 4.900 – 4.750, VII. tabaka için MÖ 4.750, VI. tabaka için ise MÖ 4.750 – 4.550 tarihlerini vermektedir. Öte yandan Jacob Roodenberg, ana toprağın 40 cm. yukarısında yer alan evlerin yaklaşık 8 bin yıl eski olarak hesaplandığını belirtmektedir” bilgisini verdi.

ORHANGAZİ'DE ÇIKAN İZNİK'TE SERGİLENİYORDU ANCAK...

 
Bölgenin turizm ile kalkınmasında Ilığınar’ın açık hava müzei olması gerektiğine belirten Değirmen; Ilıpınar’da kazılar ilk başladığı günden sona erene kadar İznik Müzesi'nde sergilendiğini belirterek, "İznik Müzesi uzun yıllar tadilat gerekçesi ile kapalı idi. Nihayetinde yıllar sonra geçtiğimiz yıl tadilatı bitti ve hemen İznik Müzesine giderek Ilıpınar eserlerine bakmaya gittim. Gördüğümüz manzara ise şok etti bizleri. Bölgenin en önemli ve en eski yerleşim yeri olan Ilıpınar’dan çıkan tarihi eserler ortada yok ve sergilenmediğini gördük. Orada bulunan yetkiliye soruduğumuzda ise; “Depodalar. İznik çıkışına yapılacak arkeoloji müzesinde ileriye doğru sergilenecek” cevabı ile ikinci şoku yaşadık. Durumu Orhangazi Kaymakamı ve Orhangazi Belediye Başkanı olmak üzere ilçedeki tüm yetkili mercilere ilettik. Ancak halen Orhangazi’nin depoya kaldırılan eserleri ile ilgili kimse kılını kıpırdatmadı" diye konuştu.

YETKİLİLERE 8 BİN YILLIK TARİH İÇİN AÇIK ÇAĞRI

Yetkililere konuyla ilgili açık çağrıda bulunan Değirmen, duruma el konulması gerektiğini hatırlatarak, "Madem Orhangazi’yi turizm ile kalkındıracağız bunun anahtarı Ilıpınar tarihi kazılarıdır. Ilıpınar için çok mücadele ettik, hep söyledik, dile getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. Amacımız Ilıpınar için taleplerimizi her kesime ulaştırmak ve Ilıpınar’ın sadece sudan ibaret olmadığını anlatmaktır. 8 bin yıllık geçmişi ile bölgemizin bilinen en eski yerleşim yeri ile ilgili önemi usanmadan anlatmaya devam edeceğim. Lütfen siz de 8 bin yıllık bu tarihe sahip çıkın" dedi.

Kaynak: igf