‘Hatay’da Deprem Gerçeği’ konuşuldu…

TMMOB Türkiye Mühendisler ve Mimar Odaları Birliği İskenderun İlçe Koordinasyon Kurulu tarafından ‘Hatay’ın Deprem Gerçeği’ başlığı altında Deprem Çalıştayı ilgi gördü.

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odasında TMMOB Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği İskenderun İlçe Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen deprem çalıştayına her kesimden temsilciler yoğun katılım sağladı. Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ile Partisinin ilçe başkanı Hüseyin Derin’in de hazır bulunduğu Çalıştay saygı duruşu ve istiklal marşımızın okunmasıyla başladı.

TMBOB İskenderun ilçe koordinasyon kurulu dönem sözcüsü Murat Durukan çalıştayın ilkini daha önce Antakya’da yaptıklarını hatırlatarak “Bu bölge de yıkıcı depremde büyük hasar aldı, kayıplar oldu. İskenderun’da da düzenlediğimiz Çalıştaya gösterilen ilgiden dolayı teşekkür ederiz” dedi.

İMO Hatay Şube Başkanı İnal Büyükaşık ise 6 şubat depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle andıklarını ifade ederek yaşanan depremler Türkiye’de deprem gerçeğine bir kez daha işaret ederek “Topraklarının büyük bir bölümünün değişik deprem bölgelerinde bulunduğu ve son depremlerde vatandaşlarımızın hayatlarını kaybettiği deprem, yapı stokumuzun sağlıklı olmadığını net bir şekilde göstermiş oldu” dedi.

Sunumunu slayt gösterisi destekli yapan YTÜ İnşaat Fakültesi Dekanı Deprem uzmanı Prof. Şükrü Ersoy, 20 yıldır bu durumu söylemekten yorulduğunu vurgulayarak “Sıkça Hatay’a geliyorum ve burada, bu durumları anlatıyordum. Ancak bana, ‘bizi çok korkutuyorsunuz’ hocam diyorlardı. 6 Şubatta gerçeği gördük” diye konuştu.

Dünya’da yaşanan depremlerin nasıl ve neden oluştuğunu tek tek katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Şükrü Ersoy “Depremler geçmişten buyana devasa okyanusların açılmasına büyük sıra dağların oluşmasına neden oluyor. Bu soğuk yer kabuğunu altında sıcak magma var. Bu magma evde tencere kaynatmak gibi bir şey, ısınan hava yükseliyor kenara doğru gittikçe üstündeki soğuk kabuk da bir taraflara doğru hareket ediyor. Bu aynı zamanda yer kabuğu altında deformasyon enerjisi biriktirebiliyor. Bu enerji karşımıza deprem olarak çıkıyor. Belli zamanlarda deformasyon enerjisi birikintisi tekrarlanarak yüz –beş yüz yılda depremleri oluşturuyor” şeklinde konuştu.

BU KUŞAK 8’DEN BÜYÜK DEPREM OLUŞTURMAZ       

İki büyük deprem kuşağına vurgu yapan Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları söyledi: “Biri Türkiye’nin üzerinde olduğu Alp Himalaya deprem kuşağı, bu kuşakta deprem devam edecek. Ömrü hayatımız boyunca bu kuşak var oluşuna ve depremlere devam edecek. Birinin burada deprem olmayacak demesi hayal! Bu kuşak 8’den büyük deprem oluşturmaz. İkinci kuşak Pasifik kuşağı dediğimiz, bu kuşak Pasifik okyanusunun etrafında, Japonya, Avusturalya, Yeni Zelanda gibi ülkeleri de içine alan, diğer taraftan Amerika’nın batı kıyılarını içine alan bir kuşak. Burada 9’dan büyük depremler olur. Dünyanın en büyük depremleri burada oluyor. Türkiye topraklarında meydana gelebilecek depremlerin en büyüğü 8’i geçmez. Kaçacak göçecek bir yerimiz yok! Cennet gibi bir vatanımız var. Adam gibi ev yaptığımız zaman dirençli şehirler oluşturduğumuz zaman hiçbir şey konuşuyor olmayacağız. Bunu yapamıyoruz, denetleme ve ahlaki sorunlarımız var.”

DEPREM ŞU ANDA TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PROJESİ OLMALI.

Ersin Aka dualar ve Gözyaşlarıyla Uğurlandı Ersin Aka dualar ve Gözyaşlarıyla Uğurlandı

On bir ili etkileyen, 15 milyon insanın içinde olduğu, etki açısından böyle bir depremin dünyada olmadığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy “Bu depremle, bütün planlar boşa çıktı bir anda! Allah’tan sivil inisiyatif de çok güzel örgütlenip, bölgelere akmaya başladılar. 2023’ten sonra da bir sürü kararlar alındı ama yeterli mi? Değil. Deprem şu anda Türkiye’nin birinci projesi olmalı. Hiçbir yatırım insiyatifi depremin önüne geçemez. Çünkü bütün yaptığınız yatırım insiyatifleri boşa çıkar” dedi.            

50013384 70B2 4065 A7D1 5843Ab9F0EbdA1711189 B729 4F57 A875 5D0Ced0854F8731Da3B7 4099 4C3E 8C38 11Afb9F395B58E0A846C 1989 4Cf3 83F6 B21D2139939F6E0F4B63 Bbb9 4304 9865 E32Dab2B13D0

Editör: Halit Sapmaz