Başkan Güven, İstanbul Ticaret Odası Başkan Vekili Ahmet Özer, Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak ile birlikte ilçedeki üretim sahalarını inceledi.
Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven, tüm ilçelerde depremden dolayı nüfus azalması olurken, büyük bir bölümü dağınık ve müstakil bir yerleşime sahip olan ilçelerinin göç aldığını vurgulayarak “İlçe nüfusumuz 101 bin iken dışardan gelen göçle birlikte şu an neredeyse 2 kat artmış durumda. Diğer il ve ilçelerden burada yazlığı olan vatandaşlarımız, kendi ailesi ile birlikte başka ailelerle de geldiği için nüfus yoğunluğu yaşamaktayız” dedi.
Başkan Güven, Arsuz 2 T ile bilinen bir ilçe olduğunun altını çizen Başkan Güven bölgedeki tarım ürünleri ile ilgili bilgi vererek “Tarım ve Turizm. Arsuz 8 belde ve 28 köyün birleşmesiyle bir araya gelen yaklaşık 70 km’lik sahil şeridi olan dağınık yerleşim yerine sahip ola bir ilçe. Tarım en önemli gelir kaynaklarımızdan biri. Burada yetişen ürünler hem ülke içinde hem de ülke dışına ihraç edilmektedir. Ancak ardı ardına yaşanan asrın felaketinden sonra özellikle büyük ticaret firmalarımız, yani ürünü toplayan ve ihraç eden firmalarımızın tüm depoları yıkılmış durumda. Buda bizim tarım ürünlerimizin ihracatını maalesef olumsuz yönde etkiledi. Arsuz narenciye, maydanoz, muz, zeytin, kayısı, pazı, tatlı patates vs. gibi tarım ürünlerini en fazla üreten ilçelerinin başında gelmektedir. Şu an limon maalesef ki ağaçta kaldı. Buda hem bu seneki üretimi hem de önümüzdeki yılın üretimini etkilemekte. Ortalama yıllık 200 bin tonun üzerinde üretim kapasitemiz var. Bunu mandalina ve portakalla desteklediğimizde narenciye alanında 250 bin tonu geçiyor” diye konuştu.
Limonunun koparılmayıp ağaçta kalmasının gelecek yılın üretimini de olumsuz etkilemesi anlamına geleceğine işaret eden Başkan Güven şöyle devam etti: “Özellikle limon alanında iç pazarlara sürülmesi de aslında bir bakıma tek başına çözüm olamayacak. Çünkü ülke dışına ihraç edilmesi gerekiyor. Ama tabi öncelikle iç pazarlara satılmasını sağlayabilirsek hem depremden etkilenen üreticilerimize destek oluruz hem de önümüzdeki yılların üretimini normale döndürürüz…”
Maydanoz alanında da ülkenin yaklaşık yüzde 60’lık ihtiyacını ilçenin karşıladığını kaydeden Güven “Şimdi maydanozun büyük bir bölümü tarlada, bir bölümü de kısmen var olan tüccarlar tarafından biçiliyor. Ama üreticilerimiz de düşük bedelle satışını sağladığı için masrafını bile karşılamıyor. Bunun önüne geçip ederi karşılığında satılması adına destek bekliyoruz. Zeytin alanında da yine özellikle zeytinyağını henüz satamamış vatandaşlarımız var. Bunlar da depremin etkisi ile zeytinyağı satışı olumsuz yönde etkilendi” şeklinde konuştu.