Gündem

Hassa Üreticisinin Emek Mücadelesi…

Hatay’ın Hassa ilçesinin verimli topraklarında yetişen üzümler, kalite ve lezzet açısından beğeni toplarken, üretici tarladan sesini yükselterek “Tarlada ucuz, pazarda pahalı üzümden emeğimizin karşılığını alamıyoruz” dedi.

Her üzüm tanesi, bir yıllık emeğin, sıcağın, ağrının, umudun hikâyesini taşıyor. Hassa bağlarındaki üretici, yalnızca üzümünü değil, emeğini ve geçim kaynağını da satmaya çalışıyor. Ancak bu emek, tarlada karşılık bulmadıkça “sofraya ulaşan üzüm”, üretici için sadece boşa geçen bir yılın ürünü olmaktan öteye gidemiyor. İskenderun.org ekibi olarak üzümün yalnızca pazardaki fiyatıyla değil, tarladaki alın teriyle de ilgilenmek adına Hassa’daki üretici ve işçilerle görüştük.

“SABAH 5’TE TARLADAYIZ”

Hatay’ın ünü yurt geneline yayılan Hassa Bağlarda üzüm toplayan bir işçi, güneş doğmadan hasat mesaisine başlıyor. Çok meşakkatli bir iş olan üzüm hasadında çalışan işçiler “5’te buradayız. Böyle güzel güzel üzümler kesiyoruz. Patlak falan yok, çok güzel. İnşallah satılışı da güzel olur. İşimiz hem kolay hem zor. Belimiz ağrıyor, ayağımız ağrıyor ama yine de geliyoruz. Çok şükür, hamdolsun” diye konuştu.

12 AY SÜREN EMEK,

SATILAMAYAN ÜRÜN!

Üreticiler ise üzüm üretiminin yılın büyük kısmını kapsayan yoğun bir süreç olduğunu dile getiriyor. Aralık ayında başlayan budama, sulama, ilaçlama, bakım ve hasat süreci yaklaşık 12 ay sürüyor. Ancak tüm bu emek, pazarda karşılığını bulmamasından şikayet eden üretici şunları söyledi: “12. ayda budamaya başlıyoruz. Suluyoruz, ilaçlıyoruz. Ama üzüm düşük gidiyor. Satılamadığında ya kurutuyoruz ya da Dimes’e döküyoruz. Ürün elimizde kalırsa bozuluyor, mecbur ucuz pahalı bir şekilde elden çıkarmaya çalışıyoruz…”

YEVMİYE BELİRSİZLİĞİ VE

ARACILAR TEPKİSİ…

Üreticiler, üzüm kesiminde çalışan işçilerin yevmiyelerinin de net olmamasından şikâyet ederek “Bu işe bir yönetim kararı lazım. Geçen sene 500 liraydı. Bu sene 700 mü, 800 mü bilmiyoruz. Herkes başka bir rakam söylüyor. Ne vereceğimizi biz de şaşırıyoruz. Üreticiler olarak en büyük ortak şikâyetlerinden biri de pazardaki yüksek fiyata rağmen elimize geçen gelirin çok düşük olması. Bunun sebebi de aracılar. Üreticiler olarak, devletin bu konuda adım atmasını istiyoruz. Çok güzel üzümümüz var ama para kazanamıyoruz. Aracılar kazanıyor, biz değil. Devletin el atması gerekiyor. Üreticiden tüketiciye giden yol kısaltılmalı” şeklinde konuştu.

Uzun yıllardır üzüm üreticiliği yaptığını belirten üretici, aile mirası olan bu mesleğin artık sürdürülebilir olmaktan çıktığını ifade ederek atadan, dededen kalma işi yaptıklarını, ama yıllardır bu uğraşlarından bir şey anlamadıklarını, iç piyasa, dış piyasanın olmadığını ve her yıl daha da zorlaştığına dikkat çekti.

KURUTULMAZSA

ZARAR KAÇINILMAZ

Hasat edilen üzümler, satılamadığı takdirde ya kurutuluyor ya da şaraplık olarak elden çıkarılıyor. Ancak bu durumda da üretici kazanç sağlayamamaktan şikayet ederek “Üzüm satılmazsa hale götürüyoruz. Orada da satılmazsa kurutuyoruz ya da şaraplık veriyoruz. Ama bu şekilde olunca kazancımız yarıya düşüyor. İşçi parasını da cebimizden veriyoruz. Üzümün pazarda yüksek fiyata satılması bize hiçbir fayda sağlamıyor. Tarlada ucuz, pazarda pahalı. Çözüm, üretici-tüketici arasındaki zincirin kısaltılmasını öneriyoruz. Bunu da devlet yapmalı.”