Hatay Bölgesinin Türkiye’yi de etkileyen üç önemli levhanın etkisi altında kaldığını ifade eden İskenderun Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semir Över, “Güneyde Afrika ve Arabistan, kuzeyde Avrasya’nın etkilerini görebiliyoruz. Bunların sınır fayları, Arabistan’ın sınır faylarını, kuzeydoğuda Bingöl’den güneyde Antakya’ya kadar uzanan Doğu Anadolu fayıdır. Ayrıca Anadolu ile Afrika arasında sınır fayı, Kıbrıs’ın güneyinden uzayıp, Kıbrıs Antakya transfom fayı adı altında Antakya’ya kadar uzanan sınır fayıyla birlikte Arabistan’la Afrika arasında yaklaşık bin kilometre güneyde bulunan, Kızıl Denizin kuzeyindeki Akaba körfezinden Antakya’ya kadar uzanan ölü deniz fayının kesiştiği bir bölgedir, Antakya ve civarı” diye konuştu.
Antakya özelinde Hatay’ın tümünü etkileyen bu fayların hem ilde, yakın civarındaki depremselliği tetikleyen unsurlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Över “Levha sınır faylarının kesim noktası amik ovası civarında bir yerdedir. Söz konusu levhaların göreceli hareketleri devam ettiği sürece Hatay’ın depremselliği durmayacaktır” dedi.
Prof. Dr. Över, son 150 yıldır, Hatay ve civarında yıkıcı deprem gelmemesi çok da iyi haber olmadığıyla birlikte, yıkıcı ve büyük deprem beklentisinin habercisi olarak ortaya çıktığını söyledi.
BÜYÜK DEPREM HER AN OLABİLİR!
Beklenen depremin ne zaman geleceği konusunda da İSTE Öğretim Üyesi Prof. Dr. Över “Kesin bir cevap veremeyeceğim, her an olabilir! Bizim burada yapmamız gereken şu; depremin ne zaman geleceğinden ziyade, böyle bir deprem olduğunda bu depremden en az hasar, zayiatla, en az ölümle nasıl çıkabiliriz? Sorusuna yanıt aramak, yani depremle yaşamayı öğrenmektir. Ne yazık ki şu an Hatay için söyleyebileceğim şu; Hatay master planıyla ilgili çok eksiklerimiz var, dolayısıyla depremle birlikte yaşamayı, henüz tam olarak öğrenmiş değiliz. O yüzden bizi büyük riskler beklemektedir. Hatay’ın deprem riski teknik açıdan baktığımızda çok yüksektir” şeklinde konuştu.