2016 yılında İstanbul Doğuş Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirmemin hemen ardından 2017 yılında memleketi Arsuz’a dönerek abisi İnşaat Mühendisi Süleyman Güler ve kardeşi Mimari Restorasyon uzmanı Arif Güler ile bir araya gelerek GLR Yapı Mimarlık Mühendislik şirketini kuran Zülfikar Güler, bölgede sektörün önemli aktörlerinden biri olması hedefiyle birçok projeye imza atmaya başladı. Mimar Zülfikar Güler, şirketimizi kurarken mesleğini özellikle yerlisi olduğu Arsuz’da kalıcı, güvenli eserlere imza atmak isteğiyle yola çıktığını belirterek “Bilgi ve birikimimi memleketim Arsuz’da değerlendirme düşüncesiyle ofisimizi burada kurduk. Gerek bulunduğu lokasyon gerekse kültürel yapısı nedeni ile ülkemizin önemli bir ilçesi olan Arsuz’daki yapılaşmanın güvenilir ve şehrin yapısına uygun olmasını sağlamak mesleğe başladığım ilk günden bu yana en büyük önceliğim oldu” dedi.
GLR Yapı Mimarlık ve Mühendislik firması ortaklarından Mimar Güler, şirket çatısı altında verdikleri hizmetleri şu şekilde aktardı: “Firma olarak geniş çaplı hizmet veriyoruz. Ailemle birlikte yapmakta olduğumuz inşaatların yapım-satım işleri ile inşaat malzemeleri üretimi hususunda faaliyet gösteriyoruz. Bununla birlikte bölgemizde inşa edilen birçok mimari projenin çizim görevini üstlenmemin yanı sıra kat karşılığı inşaat, anahtar teslim proje işlemleri, müteahhitlik, anahtar teslim inşaat, tadilat ve onarım işleri gibi birçok alanda faaliyet göstermekteyiz.”
SEKTÖRÜN ANA MERKEZİNDEYİZ
İnşaat malzemeleri arasında üretimlerini yaptıkları bimsin, sektörde büyük ilgi gördüğünü anlatan Güler “Güler Bims 2013 yılında babam İlmettin Güler tarafından Arsuz’da kuruldu. Gelişmekte olan ilçemiz Arsuz’da yapılaşma oranının çok yüksek olmasına karşın üretim faaliyetlerinin bulunmaması nedeni ile; bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda bims üretimi yapmaya başladık. Bims yüksek ısı ve ses yalıtımı, yangına karşı yüksek koruma sağlayan, çevreye herhangi bir zararı olmayan hafif yapı malzemesidir. En önemlisi de bims içerisindeki doğal malzeme nedeniyle her türlü fiziksel ve kimyasal etkiye ve depreme karşı dayanıklı bir malzemedir. Tuğlaya göre daha sert bir malzeme olması sebebiyle de daha güvenilir olan bimsin bölgemizde üretilmesini sağlayarak artan nakliye maliyetlerinin de mümkün olduğunca bölge halkı tarafından hissedilmemesini hedefledik. Bu noktada üretmekte olduğumuz asmolin, 20’lik, 15’lik, 13.5’luk, 10’luk, ağır 20’lik bimsi müşterilerimiz için satışa sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Zülfikar Güler, firma çatısı altında sadece bims üretmediklerini de dile getirdiği açıklamasında şu bilgileri yer verdi: “Gülerse Yapı Kimyasalları 2013 senesinde amcam Semir Güler tarafından kuruldu. Hazır sıvalar, yapıştırıcılar, derz dolgular, tamir harçları, zemin kaplama sistemleri, ekolojik sıva, söveler, su yalıtım sistemleri ve astarlar olmak üzere bir çok yapı malzemesi grubunda faaliyet göstermekte olan Gülerse Yapı Kimyasalları da bölgemizde bu alanda hizmet veren tek fabrikadır.”
MÜTEAHHİTLİK EĞİTİMİ ÇOK YETERSİZ
Yaşadıkları depremin büyük acılar verdiğini dile getiren “Mimar Güler “Öncelikle yaşanan felaket nedeni ile bölgemiz ve diğer illerdeki bütün vatandaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Maalesef ki ülkemiz doğru ve güvenli yapılaşmanın önemini çok acı tecrübeler ile öğrenmiş oldu. Ülkemizde bulunan deprem yönetmeliği dahi yaşamış olduğumuz felakete yönelik önlem almaya yetecek şekilde düzenlenmemiştir. Bununla birlikte günümüzde ‘müteahhit’ olmak için alınması gereken eğitimler oldukça yetersizdir. Ben bir mimar olarak müteahhitliğini üstlendiğimiz her binada mesleğimizi; gerek projeye uygunluk gerekse malzeme kalitesi yönünden aynı titizlik ile icra etmekteyim. Ancak maalesef ki gerekli bilgi birikimine sahip olmaksızın inşa edilen binaların ve kaliteli yeterli malzeme kullanımının denetlenmemesinin bedelini memleketimiz çok ağır bir şekilde ödemektedir. Bu noktada bahsetmek isterim ki bir şehrin imar planı belirlenirken o bölgenin zemin etüdü, deprem bölgesinde bulunması ve kültürel yapısı göz önünde bulundurulmalıdır. Dilerim ki başta merkez ilçemiz Antakya olmak üzere bütün il ve ilçelerimiz kültürel mirasları korunarak, doğru ve güvenilir şekilde yeniden inşa edilir” şeklinde temennilerde bulundu.