İnsan Hakları Derneği Başkanı Coşkun Selçuk, derneğin Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki konteyner Ofisinde yönetim kurulu ve üyelerle bir araya gelerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 75. Yıldönümü dolayasıyla basın açıklaması yaptı.
Başkan Selçuk, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yer alan temel hakların uygulanamadığı bir dünyada yaşamanın verdiği buruklukla barış, adalet, eşitlik, özgürlük ve insan onurunun korunmasını, bunları güvence altına alacak demokrasi mücadelesi verilmesini savunmaya devam edeceklerini kaydetti.
Birleşmiş Milletler, barış, insan hakları ve demokrasi ideallerine dayalı uluslararası bir sistem oluşturma hedefiyle inşa edilmesine karşın maalesef bu ideallerin çok gerisinde kaldığına vurgu yapan Coşkun Selçuk “Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hâlâ kurulamamıştır. Birleşmiş Milletler örgütü de, varoluş gerekçesiyle çelişir biçimde, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede mülteci krizlerine müdahalede, küresel çapta doğal ve kültürel mirasın korunmasında, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, başta kadınlara yönelik olmak üzere her türlü ayrımcılığı sonlandırmada yeterince etkin olamamaktadır” dedi.
Gelinen aşamada güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu askeri ve ekonomik birliktelikler, insanların hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önünde birer engele dönüştüğünü savuşan Başkan Selçuk “Özellikle devletlerin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşmaları insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının, hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak zayıflamasına yol açmıştır. Bütün bu olumsuzlukların karşısında dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedirler. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır. Güçlünün hiçbir kural hiçbir hukuk tanımadan zayıfı ezdiği ilkel insandan beri var olan ahlak ölçülerinin yok sayıldığı bir çatışma dönemini yaşıyoruz. Tek değerin ekonomik çıkarlar olduğu bu dönemde insanlık büyük acılar çekmektedir” diye konuştu.
Selçuk, dünyanın gözü önünde Filistin’de, daha pek çok yerde yaşanan çocuk ve sivil ölümlerinin insanlığın geleceğini tehdit ettiğinin de altını çizdi.
Üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen fakat devletin, “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmeyerek neden olduğu yaşam hakkı ihlallerine de değinen Coşkun Selçuk şunları söyledi: “Yaşadığımız deprem sonrasında başta yaşam hakkı barınma hakkı ve sağlık hakkı olmak üzere çok sayıda hak ihlali yaşandı. Şimdi de rezerv alan vb uygulamalarla mülkiyet hakları ihlal edilmeye çalışılıyor. Hapishaneler kanayan yara haline gelmiştir. Tecrit başta olmak üzere infaz uygulamasında yaşanan keyfilikler ve her türlü baskı 2023 yılında da hapishaneleri insan haklarının ihlal edildiği merkezler haline getirmiştir. Hasta mahpusların tedavi ve yaşam koşulları uygun olmamasına rağmen bırakılmaması ya da ölmeden birkaç gün önce bırakılması mahpuslara yönelik uygulamaların en somut örneğidir. Türkiye ve dünyadaki bu kötücül sürecin son bulması ve barışçıl, demokratik, insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz”