1872 yılında inşa edilen ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne bağlı olan Karasu Manuk Kilisesi’nin de 6 Şubat deprem felaketi sonrası hasar gördüğünü aktaran Kilise Pederi Tabaşyan, "Kilisemiz 1989 ve 2001 yıllarında kapsamlı restorasyonlar geçirdi. Ancak, 6 Şubat ve 21 Şubat’ta yaşadığımız büyük depremlerle kilisemiz orta hasar aldı. Özellikle üç sunağımızdan ikisi yıkıldı, biri ise ağır hasar gördü" dedi.
Depremin ardından İskenderun’daki birçok ibadethanenin hasar gördüğünü ve şehirdeki mevcut durum hakkında bilgi veren Tabaşyan "İskenderun'da yaklaşık 5 faal kiliseden sadece bir tanesi şu an hizmet veriyor. Diğer kiliselerimizde salonlar mevcut, ancak bizim kilisemizin salonu da hasar gördüğü için bu alanı ibadet için kullanamaz hale geldik. Cemaatimiz için başka gidecek yerimiz yok, bu yüzden kilisemizi kullanılabilir duruma getirmeye çalışıyoruz. Haziran ayından itibaren yönetim kurulumuz ve Vakıf başkanımız ile çalışmalarımızı sürdürdük. Devletimizin öngördüğü çalışmalarla ilgili sunumlarımızı yaptık. Şu an üç aşamalı bir planımız var: projelendirme, mevcut durum ve restorasyon" diye konuştu.
Tadilat ile ilgili sürecin zorluklarına dikkat çeken Tabaşyan Hatay’daki diğer kiliselerin de ciddi destek ihtiyacı olduğunu belirterek “Hatay’ın yeniden ayağa kalkabilmesi için devlet büyüklerinden daha hızlı ve etkili kararlar bekliyoruz. İbadethaneler, insanlar bir araya gelip dua edebileceği yerlerdir. Bu yüzden Hatay’daki ibadet yerlerinin açılması, insanların moral ve dayanışma içinde olmaları için çok önemli. Depremde yerle bir olan Kırıkkale’deki Ermeni Kilisesi ile ilgili de çalışmalar sürüyor. Bu süreçte Hatay’ın tekrar eski gücüne kavuşabilmesi için daha hızlı adımlar atılması gerekiyor” şeklinde konuştu.