Kataraktın, gözün içinde bulunan doğal merceğin saydamlığını kaybetmesi olduğunu, yüzde 60’ın altında görme kaybı yaşayanların, ameliyat olması gerektiğini kaydeden Op. Dr. Şavata “Buna bağlı olarak görmenin azalması ile sonuçlanan bir göz rahatsızlığıdır. Saydamlığını kaybeden lens opaklaşır, rengi değişir; sarı, kahverengi, beyaz veya buzlu cam görünümü alır ve hastanın görmesi giderek düşer. Bebeklik ve çocukluk çağında da katarakt görülebilir. Doğumsal kataraktlarda en önemli etken, annenin hamilelikte geçirdiği kızamıkçık gibi enfeksiyonlardır. Görmede bulanıklaşma, renklerin matlaşması, gözlük numaralarında meydana gelen sık değişiklik, uzağı net yakını bulanık gören hastanın uzak görmesinin bozulup yakın görmesinin daha iyi hale gelmesi, gece ışık yansımalarının olması kataraktın belirtileri olarak sayılabilir” diye konuştu.

“Tek tedavi seçeneği ameliyat”

Göz merceğinin matlaşması sonucuyla görme yeteneğini azaltan kataraktın, gözün diğer yapılarına zarar vermeden kapalı ameliyatla tedavi edilebildiğini kaydeden Op. Dr. Aşan Şavata, “Kataraktın ilaçla tedavisi yoktur. Tek tedavisi cerrahidir. Ameliyatla saydamlığını kaybeden opaklaşmış lens alınarak, hastanın tekrar iyi görmesi sağlanır. Halk arasında dikişsiz, lazerle katarakt ameliyatı olarak bilinen, asıl adı fakoemülsifikasyon olan güncel teknoloji ile yapılmaktadır. Bu yöntemde lokal anestezi altında saydamlığını kaybetmiş olan göz merceği materyali, 2 ila 3 milimetrelik bir kesiden, ultrasonik titreşimler gönderen ince bir metal ile parçalanarak göz dışına alınır ve yerine numarası önceden belirlenmiş kişiye özel suni bir mercek yerleştirilir. Hasta konforu gözetilerek, kısa sürede görme netliği sağlanır” şeklinde konuştu.  

Dr. İlker Arslan öğrenci ve velileri uyardı… Dr. İlker Arslan öğrenci ve velileri uyardı…

aşan hocaIMG_8043 copy

Editör: Halit Sapmaz