Oruç sürecinde sağlıklı beslenmek daha da önem kazanıyor. Uzun saatler boyunca yemek yememek; dehidrasyon, baş ağrısı, baş dönmesi, hâlsizlik, kan şekerinin düşmesi ve yorgunluğa neden olabiliyor. Bu nedenle, oruç tutarken dengeli beslenmek ve yeterli sıvı tüketmek son derece önem arz ediyor. Batıgöz İskenderun Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Özdemir, oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çekti.

 

MUTLAKA SAHURA KALKIN

Oruç tutanların sahura mutlaka kalkması gerektiğinin altını çizen Uzman Dr. Hakan Özdemir; “Ramazan ayı artık yaz dönemine denk geliyor. Yaz dönemi gün süresi uzamaya başladığı için, açlık süresi uzamaya başlıyor. Uzun sürede açlıkta dengeli beslenmemiz gerekiyor. Ramazan’da öğün sayımız ikiye düşüyor. İftar ile sahur arasındaki dönemimizi en az 2 ana öğün ve bir ara öğün alacak şekilde düzenlememiz gerekecek, Ramazan boyunca. Öncelikle herkes sahura kalkmak zorunda, sahura kalkmadığımız zaman sahurda alamayacağımız besinler glisemik kontrolümüzü bozacak, açlık süremizi 14 saatten 20 saate çıkaracaktır. Bu yüzden muhakkak ramazanda sahura kalkmamız gerekecek” diye konuştu.

 

SAHURDA NE YEMELİ,

Küçük çocuklarda göz kuruluğu şikayeti artıyor Küçük çocuklarda göz kuruluğu şikayeti artıyor

NE YEMEMELİ!

Sahurda daha çok mideyi yormayacak, lifli, protein ağırlıklı besinler yemek gerektiğini de belirten Uzman Dr. Özdemir “Mesela yumurta olmazsa olmazımızdır, mutlaka tüketmemiz gerekiyor. Kahvaltı türü yiyecekler muhakkak yememiz gereken yiyecekler. Süt içebiliriz, yoğurt, meyve tüketebiliriz, bunlar sahurda muhakkak almamız gereken yiyeceklerdir. Sahurda, yağlı yiyeceklerden, kızartma ve aşırı et tüketiminden kaçınmalıyız. Çok tuzlu yemeyeceğiz, çok tuzlu yediğimiz zaman su ihtiyacı olacaktır, su dengemizi bozacaktır. Gün içerisinde yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi gibi şikayetlere sebep olacaktır” dedi.

 

İFTARDA NE YEMELİ NE YEMEMELİ!

Uzman Dr. Hakan Özdemir iki öğünlü Ramazan ayını sağlıklı geçirirken beslenme rejimine de değinerek “İftarda kuruyemiş tüketebiliriz. Kuru kayısıyla iftarımızı açacağız, suyumuzu içeceğiz, sonrasında çorba ağırlıklı besinlerle iftarımız açacağız. Çorba içtikten sonra arada bir mesafe vermeniz gerekiyor. Birden ağır yersek, halsizlik, baş ağrısı, uyku hali gibi şikayetlerimiz olur, ertesi gün de halsiz kalkarız. Çorbadan sonra bir yarım saatlik süre vereceğiz sonra yemeğe başlayacağız. Az yağlı et yiyebiliriz, her türlü sebzeyi muhakkak tüketmemiz gerekiyor, salata tüketmeliyiz salata çok önemli, içecek olarak asitli içecekler yerine yoğurt, ayran, maden suyu içebiliriz. Her türlü balık, tavuk ürünlerini tüketebiliyoruz. Baklagiller olmazsa olmazımız, mutlaka akşam yemeklerinde olmalı ki şekerimizi belli bir derecede tutsunlar. Tatlı illaki yemek istiyorsak, şerbetli tatlılar yerine daha çok sütlü tatlılar tüketmemiz gerekiyor, yazın örneğin dondurma çok güzel bir tatlı seçeneğidir, güllaç tarzı tatlıları tüketebiliyoruz” şeklinde konuştu.

KİMLER ORUÇ TUTAMAZ?

Kronik hastaların doktor kontrolünde oruç tutmasının daha doğru olacağını kaydeden Özdemir şunları paylaştı: “Kesinlikle tanı almış, kan şekeri düşüren ilaç kullanan diyabet hastaları oruç tutamaz ama sadece kan şekerini düşürmeyecek insülin direncini düşürecek ilaç kullanan hastalar doktor kontrolü altında oruç tutabilirler. Yüksek tansiyon hastaları oruç tutabilirler. Kalp hastaları ciddi kalp yetmezliği var ise kalbin gücü zayıf ise oruç tutamazlar. İlla tutmak istiyorlarsa doktor kontrolünde, izin alarak tutmaları gerekiyor. Gebeler tutmamalı, 75 yaş üzerindeki insanlarda oruç tutması açısından sakıncalı bir durum vardır bizler açısından, tutmaları daha iyi olur diye düşünüyorum”  

Editör: TE Bilisim