Türkiye Cumhuriyeti Emperyalist odaklı bölücülerin ve teröristlerin oyun alanı olmadığının altını çizen Eğitim İş Hatay 2 Nolu şuba Başkanı Hasan Kuş, “Türkiye Cumhuriyetinin sahipleri büyük önderimiz Atatürk’ün de belirttiği gibi bütün Türk Halkıdır” dedi.
Başkentte TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısının ardından, teröre tepkilerini dile getiren Eğitim İş Hatay 2 Nolu şuba Başkanı Hasan Kuş, “Anayasanın ilk 4 maddesine yönelik açıklamalarla başlayan ve terörist başının TBMM’ne davet edilmesiyle devam eden söylemler ülkemizi karanlığa sürüklemektedir. Abdullah Öcalan binlerce vatandaşımızın kanına giren, ülkemizin güvenliğini tehdit eden bir teröristtir. Terörist başının iktidarın küçük ortağı tarafından meclise davet edilmesi, terörle mücadelede canını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin ve özellikle şehit olan öğretmenlerimizin fedakarlığını hiçe saymaktadır” diye konuştu.
Etnik kimlik üzerinden siyaset yürütmenin toplumda kutuplaşma tehlikesi yaratacağının altını çizen Hasan Kuş “Terör örgütlerinin ve bölücü zihniyetlerinin cesaretini arttıracaktır. Ana muhalefet lideri el yükseltmek istiyorsa ülkemizdeki insanların barış içerisinde yaşaması, ülkemizin birliğinin korunması ve aydınlanma mücadelesi için el yükseltmelidir. Terörle mücadelenin yegane yolu, teröristlerin hukuk önünde hesap vermesi ve cezalarını çekmesidir. Herhangi bir ayrıcalık ve taviz, terör örgütlerinin cesaretlerini arttırmaktan ve bölücü emellerine hizmet etmekten başka sonuç doğurmayacaktır” şeklinde konuştu.
Siyasilerin bu tür açıklamalardan derhal geri atmaları gerektiğini vurgulayan Hasan Kuş şunları söyledi: “tavizsiz bir şekilde terörle mücadeleye devam edilmelidir. Tüzüğünde açıkça ‘tam bağımsızlıktan yana, antiemperyalist bir örgüt, ırkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe karşıdır’ yazan Eğitim İş olarak bizler özgürlük, eşitlik, dayanışma, kardeşlik ve adaletten yana tarafız. Var oluş amacımız ve bu ilkelerimiz ‘eğitimde savunmak, güçlendirmek, aynı şekilde siyaset alanında da bunları talep etmektir. Cumhuriyetin öğretmenleri olarak uyarıyoruz! Gidilen yol ne barışa, ne özgürlüğe ne de demokrasiye çıkacaktır. Daha önce de benzer yollara sapılmış ve sonuç toplumdaki kutuplaşmanın derinleşmesi, onlarca, hatta yüzlerce ölüm olmuştur. Çözüm daha güçlü bir demokrasi inşa etmekken demokrasiden uzaklaşmayı, toplumsal barışın yolu olarak sunmak halkımıza karşı söylenmiş bir yalandır. Cumhuriyetin yılmaz savunucuları olarak demokrasiden, adaletten yana mücadelemize devam edeceğiz…”