Avrupa yaşam maliyeti, enflasyon ve yükselen enerji fiyatlarıyla mücadele ederken, ülkeler de buna yönelik çeşitli önlemler almayı sürdürüyor. Avrupa’da enerji fiyatlarını sınırlamak, vergileri azaltmak, düşük gelirli kesime destek olmak ve kamu binalarındaki ısıyı düşürmek amacıyla çeşitli tedbirler alınıyor. Bunun yanı sıra soğuk kış aylarına girdiğimiz bu dönemde, doğalgaz fiyatlarının yaklaşık 10 kat artması ile birlikte, bazı ülkeler ek LNG terminallerini ve ek LNG depolama alanlarını devreye almış durumda. Avrupa'da hemen hemen tüm ülkelerin, enerji krizi ile savaşmak üzere ek bütçeleri uygulamaya koyduklarını belirten IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “Bu ek bütçelerin toplam büyüklüğü 250 milyar euro’yu aşmış durumda. Enerji krizinin sigorta sektörüne yansıması, enerji fiyatlarındaki belirsizlikler de sigorta bedellerinde belirsizlik ve özellikle kâr kaybı hasarlarında tazminat hesabı konusunda zorluklar olarak ortaya çıkıyor. Sigorta şirketlerinin halihazırda karbon salınımı yüksek sektörlerdeki iştahsızlığına bu belirsizlik de eklendiğinde reasürans kapasitesinde daralma ve fiyatlarda artış da problemli konular olarak öne çıkıyor” dedi.
Enerjide sigortalılık oranı yüzde 50’ler seviyesinde
Türkiye’de yaklaşık 100.000 MW'ın üzerindeki toplam kurulu gücün yaklaşık yarısının yenilenebilir enerjiden geldiğini belirten Murat Çiftçi, “900 milyon dolarlık sigorta potansiyeline sahip ülkemizde sigortalılık oranı yüzde 50’ler seviyesinde yer alıyor. Ülkemizde enerji sektörüne yönelik yaklaşık 450 milyon dolarlık prim hacmi söz konusu. Enerji yatırımlarının neredeyse tamamı yenilenebilir enerji alanından geliyor ve yıllık yüzde 4’lük bir artış ortalaması bulunuyor” dedi.
Tedarik sıkıntısı ve enflasyon fiyatları etkiliyor
Murat Çiftçi “Yenilenebilir enerji, toplam kurulu gücün neredeyse yüzde 50'sini oluşturuyor. Burada yaklaşık yüzde 30 ile en büyük pay hidroelektrik enerjiden gelirken, güneş enerjisinin yüzde 10'luk payı bulunuyor. Sigorta sektörü enerji sigortaları konusunda son yıllarda oldukça deneyim kazanmış durumda. Küçük ve orta büyüklükteki santraller için paket poliçeler mevcut. Belli büyüklüğün üzerinde ve yaygın olarak rastlanmayan türdeki santraller için ise reasürans ihtiyacı doğuyor. Şirketler Türkiye'de santraller karada uygun yerlerde kuruluyor, dünyada deniz üzerinde kurulan ve sigortacılık anlamında farklı bir know-how ve hasar tecrübesi gerektiriyor. Öte taraftan enerji maliyetlerindeki artış, santralin türüne, kullandığı hammaddeye ve yapılan sözleşmelerin içeriğine göre büyük değişkenlik gösteriyor. Yenilenebilir enerjide maliyetler, faaliyet giderleri ve makine-ekipman ve bakım-onarım fiyatlarında döviz cinsindeki artışlarla sınırlı. Dünyadaki enflasyonist ortam ve teknolojik parçaların üretimindeki sıkıntılardan dolayı bu giderlerde belirgin miktarda artış bulunuyor. Ancak asıl artış, doğalgaz yakıtı kullanan elektrik santrallerinde görülüyor” diye konuştu.