Verilerin başta tarım, enerji sektörlerine ışık tutacağını ifade eden İSTE Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr Abdulla Sakallı, hedeflerinin Türkiye’nin iklim haritasının çıkartmak olduğunu kaydetti.
Türkiye’de üçüncü iklim değişikliği uygulama ve araştırma merkezini, İskenderun Teknik Üniversitesi bünyesinde Temmuz ayında kurduklarını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, “Merkezdeki verileri Türkiye de ilk defa ülkeye özgü hava tahmin modeli geliştirdik. Hali hazırda yürüyen hava tahmin modeli 2019 yılından beri kesintisiz beş günlük hava tahmini vermekte. Beş günlük hava tahmininde hem alansal hem zamansal çözünürlükte Türkiye de yapılan ilk çalışmadır. Gücümüzü uydudan aldığımız verileri çeşitli algoritma, hesaplamalar ve ölçüm aletlerinden aldığımız verilere yapay zekayı da entegre ederek yaptığımız modelleme çalışmaların sonuçlarını sunmaya başladık” dedi.
2020-21 yılı için toplam yağışın haritada yer aldığına işaret eden İSTE Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulla Sakallı “4 km’ye 4 km çözünürlükteki saatlik tüm Türkiye için toplanmış yağış alan haritasıdır. Türkiye için ilk defa yapılmış bir haritadır. Bizim hedefimiz bu tarz verileri ileri götürerek Türkiye’nin iklim haritasını ortaya çıkartmak. Yabancı kaynak verilerine değil kendi verilerimizle çalışmalarımızı yürütmek istiyoruz. Türkiye deki 30 yıllık iklim değişikliklerini tüm sektörler üzerinde ki etkilerini bilimsel verilere dayanarak saptamaya çalışarak ve Türkiye ye özgü verilere dayanarak bu çalışmaları yapmak. Yabancı kaynak verilere dayanarak bir çalışma yapmak istemiyoruz. Kendi ülkemiz için kendi ürettiğimiz verileri baz almak istiyoruz” diye konuştu.
YAĞIŞ SEZONLARI SICAKLIK DEĞİŞİYOR
Yapılan ölçümlerde ve çalışmalarda ortaya çıkan değerlere göre sezonların değiştiğine değinen İSTE Öğretim Üyesi Doç Dr Abdulla Sakallı “Uzunlukları değişiyor ortalama sıcaklık git gide artıyor. Yıllık ortalama sıcaklık artıyor. Ortalama sıcaklık artarken aylar içerisindeki sıcaklık minimum maksimum bir birine çok yakın yerlerde görülebiliyor. Mesela kış ayındasınız Ocak ayında bir bakıyorsunuz ortalamanın üzerinde sıcaklık görülürken bir sonraki hafta ortalamanın çok altında gözlemleniyor. Bu değişim en çok tarım sektörünü çok fazla etkiliyor. Birçok bitki bu kadar ani değişime uyum sağlayamıyor, hazırlıklı değil. Doğal bitkilerin yanı sıra sera altındaki bitkilerde bu duruma hazırlıksız yakalanıyor. Bu gibi durumlarda çiftçinin maliyeti artıyor” şeklinde konuştu.
YAĞIŞ PERİYOTLARI DEĞİŞİYOR
Yağış miktarını yıllık bazda ele aldıklarında çok fazla değişiklik görülmediğinin altını çizen, ancak yağış periyotlarında değişiklik olduğunu söyleyen İSTE Öğretim Üyesi Doç Dr Abdulla Sakallı şunları aktardı: “Hatay bölgesinde eskiden yılın 365 gününde 180 günü yağışlı geçerken bu kısa periyotlara doğru gidiyor. Yıllık toplam yağış miktarı bu kısa periyotlarda düşmeye başlıyor. Sıcaklığın artmasıyla birlikte kurak yaşandığında tarım başta olmak üzere hayvancılık ve enerji sektörlerini olumsuz etkiliyor. Örneğin turizm sektörcüde bunun içinde kar turizmi yapan işletmeler bunu ciddiye almak durumundalar kar düşme periyodu da değişiyor. Atmosferdeki bir parametredeki değişim yer üstünde yaşayan canlılar üzerindeki birçok süreci etkileyip değiştirebiliyor.”
BİTKİ TÜRLERİ ZAMAN İÇİNDE OLMAYABİLİR
Yağış periyotlarının değişmesi ve ani sıcaklık artış inişleri nedeniyle canlıların yaşamını olumsuz yönde etkileyebileceğini de anlatan Sakallı, “İklim değişikliğinde kendini rahat hisseden türler hareketli hayvanlar ise bu türler kendilerine daha rahat ortamlar arayacak. Bitki ise tutunamaz ise yok olacak. Bunlar kısa dönemde olmayabilir ama zaman içerisinde bizim beklediğimiz etkilerden bir tanesi” dedi.
Zeytin hasadı dönemi rekoltesi çok düşük gösterdiğini, bunun sebeplerinden bir tanesi bu yıl doğru zamanda doğru miktarda zeytin yağış alamadığından kaynaklandığını sözlerine ekleyen İSTE Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulla Sakallı şu değerlendirmeyi yaptı: “Rekoltenin düşmesine sebep olurken zeytinyağının kalitesinin de düşmesine sebep oluyor. Bu bölgede yetiştirilen üretilen defne yağı var. Bu bitkide ciddi şekilde bu durumdan etkilenecek. Geleneksel tarım ile üretilen birçok bitki burada zamanında üretilmemeye başlanacak. Zamanında üretilmediği zaman verimlilik azalacak. Belki de birkaç yıl sonra çoğu bitkinin üretimi ortadan kalkacak. Bu durumu çiftçiler göz önünde bulundurarak alternatif tarıma yönelme durumunda kalabilirler.”