Heyecanlanıp selam demeden başladım sözlerime…
Mutlu haftalar ve güzel yarınlar dileyerek başlayalım mı sohbetimize?
Sanırım tüm okuyanlar, yazımı değerli görüp göz atanlar, uzun süredir bu köşede yazdığımı bilenler tanırlar beni;
Sıfatlarım içinde eğitmen, danışman, kurucu, pedagog, anne, eş, girişimci kadın, dost, yoldaş, rehber gibi kelimeler anlatır biraz beni sizlere…
Son zamanlarda tasarımcı, duvar sanatçısı, ahşap işleri ve yazarlık da biraz eklendi ama hiçbirinde tam olmadım öğreniyorum, hala hayattan ve insanlardan…
Benim hikayem de en önemli unsur sanırım cesaretim ve cesaretimi destekleyen bir konudaki ısrarım ve başarma arzumdu.
Evet, büyük hatalar yaptım belki, onların çoğunda aceleci olmam ve bir konuda (verdiğimiz işlerde) karşı tarafa aşırı güvenmemeli…
Her zaman yaptığım işleri; karşıdakinin beğenmesi ya da takdir etmesi çok önemli değildi önce benim içime sinmeli ve ben inanmalıydım yaptığım işe…
Ve yolculuğa başladım; önce çocukluğumdan ve beni yetiştiren ailemin aşırı koruyucu olduğundan ve değer vermekle olan eksikliğimden kendime inanmam ve takdir etmem zaman aldı. Öz güvenimi kazanmam 30 yaşıma geldiğimde yavaş yavaş tamam olmaya başlamıştı.
Burada hakkını yiyemem en büyük şansım eşimin her zaman beni kayıtsız şartsız desteklemesiydi. Zaman zaman ona maddi kayıplar verdirsem de, yeri ve zamanı doğru olmayan harcamalar yapsam da bana tam destekti, ama o harcamalar her zaman ileriyi görmemizden hep işe yaradı, hala kullanıyoruz.
Kadınların toplumdaki ifade ettikleri en büyük anı bence anneliğidir. Hiçbir iş bir insan gelişiminde annesinin attığı temeller kadar etkili değildir, bu nedenle bir kadın önce kendini geliştirmeli, öğrenmeye açık olmalı, karakterli ve dürüst çalışkan olmalıdır. Çünkü onun gölgesinde yetişen çocuklar annelerinin tüm duygularını aslında içinde hapseder ve o duygular ileride onu yetişkin bir birey olduğunda geleceğine yön verir.
Annenin çocuklarına öğrettiği davranışlar onları geleceğe taşır, hangi iş böylesine etkili bir ürün yaratır ve bir kadın gerçekten içindeki potansiyelin farkına varırsa, bu potansiyeli olumlu anlamda hayatını aktarırsa başaramayacağı hiçbir iş kolu yoktur.
Kadınlar ve İş yapan herkes kadın ya da erkek ne yaparsanız yapın en iyisini yapın ve kaliteden Ödün vermeyin, size yaptığınız her iş para kazandırır…
Ve biz kadınların derdi para kazanmak değildir. Üretmek ve ürettiklerimizi olumlu yönde hayata geçirirsek ve yaptığımız iş, sevdiğimiz iş ise ve işimizi içselleştirip sahipleniyorsak kısa yoldan, hizmet verdiğimiz alanı kazanç kapısı olarak görmüyorsak, inanın toplumda biz kadınlar fark yaratırız…
Ve ben inanıyorum ki; evini yöneten bir kadın, işini de, eğer mülkü amir ve yetkiliyse şehrini ve ülkesini iyi yönetir…
Asla kendinizi küçümsemeyin, başlayın ve başlamanın başarmanın yarısı olduğunu unutmayın…
Cesur olun, kararlı olun ve toplumsal manipülasyonlara boyun eğmeyin..!
Kendinize güvenin; Çünkü ben kadınların toplumsal gücüne çok inanıyorum
Sevgi ve Saygıyla kalın…
