CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Hatay ziyaretinde çiftçilerle bir araya geldi. Yıldırım Kara, çiftçilerin içinde bulunduğu ağır ekonomik koşulları gözler önüne serdi. Özellikle Amik Ovası’ndaki çiftçilerin sorunlarının çözülmesi için yetkililere çağrıda bulunan Kara, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin tehlike altında olduğunu vurguladı.
“Tohum ve Destek Politikaları Yeniden Düzenlenmeli”
Hataylı çiftçilerin temel sorunlarından birinin yerli tohum eksikliği olduğunu belirten Yıldırım Kara, “Yerli tohumların piyasada bulunmaması ve genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO’lu) tohumların yaygınlaşması üretimde ciddi verim kayıplarına neden oluyor. Çiftçimiz bu tohumlarla birkaç kez ekim yapmak zorunda kalıyor. Bu yıl pamuk ekim alanlarının %80’inde çiftçiler üç kez tohum ekti, ancak pamuk ancak yeşillenebildi” dedi.
Yurtdışından ithal edilen ve ilaçlanmış olarak gelen tohumların maliyeti artırdığını vurgulayan Yıldırım Kara, destek politikalarının yetersizliğine dikkat çekerek “Gübre ve mazot destekleri yalnızca bir defaya mahsus veriliyor. Ancak çiftçimiz, tohumların verimsizliği nedeniyle iki ya da üç kez ekim yapmak zorunda kalıyor. Bugün mazot desteği dönüm başına yalnızca 8 litre mazota denk geliyor. Oysa çiftçimizin üretim yapabilmesi için en az 25 litre mazot tutarına karşılık gelen desteğe ihtiyacı var. Tarım sektöründe "kırmızı mazot" uygulamasına geçilmesi gerekir. Çiftçilerimize, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üretim alanları dikkate alınarak ÖTV’siz veya indirimli KDV ile kırmızı mazot sağlanmalıdır. Bu uygulama, çiftçinin üzerindeki mali yükü hafifletecektir” diye konuştu.
“ELEKTRİK FATURALARI ÇİFTÇİYİ
ÜRETİMDEN VAZGEÇİRİYOR”
Tarımsal sulamada artan elektrik fiyatlarının çiftçiye büyük bir yük getirdiğini ifade eden Yıldırım Kara şunları kaydetti: “Damla sulama yöntemiyle üretim yapan bir çiftçi, 200 dönümlük bir soğan tarlası için yılda iki ya da üç kez su kullanmasına rağmen 186 bin TL elektrik faturası ödüyor. Üstelik 2013’te elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden önce faturalar yılda bir kez ödeniyordu. Şimdi ise her ay fatura gönderiliyor. Çiftçi yılda bir ürün hasat ederken, 12 ay boyunca elektrik faturası ödüyor. Bu adaletsiz sistem üreticiyi perişan ediyor”
“Tarım Kurumları İşlevsiz Hale Gelmiş Durumda”
Yıldırım Kara, tarımsal üretime destek amacıyla kurulmuş Tarım Kredi Kooperatifleri ve Toprak Mahsulleri Ofislerinin işlevini yitirdiğini belirterek şu eleştiride bulundu:
“Geçmişte çiftçiye destek olan bu kurumlar bugün sektörden uzaklaşmış durumda. Lisanslı depolarda saklanan ürünlerin satışında çiftçi mağdur ediliyor. Örneğin, bir pamuk üreticisi ürününü serbest piyasada 8,75 TL’ye satabilecekken, Toprak Mahsulleri Ofisi’ne 8,25 TL’ye satıyor ve parasını 45-50 gün vadeyle alabiliyor. Bu süre zarfında üretici nakit akışını yönetemiyor ve zarara uğruyor.”
“ÇİFTÇİNİN EMEĞİ BOŞA GİDİYOR”
İklim krizinin ve olumsuz hava koşullarının da tarımda verimliliği düşürdüğüne dikkat çeken Yıldırım Kara, “Kuraklık, aşırı yağmur ve toprak tuzlanması gibi sorunlar çiftçinin üretim kapasitesini olumsuz etkiliyor. Çiftçilerimiz artık ‘Bu yıl tutarsa’ diyerek bir nevi kumar oynuyor. Ancak her yıl bir önceki yıldan daha fazla zarar ediyor ve emeğinin karşılığını alamıyor. Bu böyle devam edemez” dedi.
“ÇİFTÇİ İÇİN ACİL EYLEM PLANI GEREKİYOR”
Yıldırım Kara, hükümete çiftçilere yönelik acil bir eylem planı oluşturma çağrısında bulunarak “Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Hataylı üreticilerin hak ettikleri desteği alabilmeleri için mazottan gübreye, elektrikten ürün depolamaya kadar kapsamlı bir destek politikası gerekiyor. Amik Ovası gibi ülkemizin önemli tarım bölgelerinde üretimin sürdürülebilir olması için acilen harekete geçilmelidir. Çiftçinin yalnız bırakılmadığı, emeğinin karşılığını aldığı bir Türkiye için mücadelemiz sürecek” şeklinde konuştu.
Nermin Yıldırım Kara, bölge halkının sesi olmaya ve sorunlarını gündeme taşımaya devam edeceğini belirterek yetkilileri Hatay’daki tarım krizine çözüm üretmeye çağırdı.