Kaderi çoğu zaman gökyüzündeki yıldızlara, alın çizgilerine ya da rastlamalara bağlarız. Oysa insanın kaderini en çok belirleyen, kendi dilinden dökülen kelimelerdir. Çünkü, kelime sadece havada kaybolan bir ses değildir, titreşen bir enerji, evrene gönderilen bir şifre, geri dönüşü olan bir çağrıdır.

Kuantum fiziği bize gösteriyor ki evren, titreşimlerden oluşan büyük bir ağdır. Söylediğimiz her söz bu ağın içinde bir iz bırakır. Bir niyetin fısıltısı, bir duanın yankısı, bir öfkenin keskinliği...

Hepsi evrende karşılığını bulur ve bize geri döner. İnsan bazen unutur. Kelime yalnızca konuşulan bir şey değil, yaratılan bir gerçektir.

Çocukken duyduğumuz bir cümle yıllar sonra bile kaderimizi biçimlendirebilir. ''Yapabilirsin'' diyen bir ses, içimizde bir ömür boyu yankılanır. ''Sen zaten başaramazsın'' diyen bir söz ise zihnimizin en derin odasında karanlık bir gölge gibi kalır.

Evrende hiçbir şey yok olmaz, tıpkı kelimeler gibi. Söylenen her söz hem ruhumuzda hem kâinatta iz bırakır. Bu yüzden suskunluk bile bir seçimdir, bir kaderdir. Söylenmeyen sözler bile enerjisini taşır.

Kelimeler kaderimizdir. Neden '' Büyük lokma ye ama büyük laf söyleme '' derler? Hiç düşündünüz mü? Yapmam dediğimiz şeyleri yaparken bulmaz mıyız kendimizi?

Kelimeler evrenin şifreleriyle aynı dili konuşurlar. Her insan seçtiği kelimelerle kendi hayatını kodlar. Ve kader çoğu zaman evrene göndereceğimiz bu şifrelerin cevabıdır.

Güzel düşüncelerin kelimelere dökülmesi, güzelliklerin evrene yayılması dileğiyle,

Hoşça kalın. Sevgiyle kalın