Hatay SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına sendika binasında basın açıklaması yapan Zeynep Bolat önceki yıllarda günlük 5, haftalık 25 saat olan çalışma saatlerinin; günlük 7, haftalık 35 saate çıkarılarak, yılda 90 günlük yıpranma paylarının da 35 ila 45 güne düşürdüğüne dikkat çekti.
Zeynep Bolat “Bu yıl radyoloji alanında emek veren sağlık çalışanlarının bir hakkına daha el koyarak ölümcül hak kayıplarına bir yenisini ekledi. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan ‘radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir’ hükmü yok sayılarak radyoloji teknikerlerine ve teknisyenlerine yasaların verdiği 30 günlük radyasyon izni hakkının yönetmelikle iptal edildiğini açıkladı. Aksi yönde kanuna rağmen çıkarılan yönetmelikle izinler azaltılıyor ve bölünüyor. Radyoloji emekçileri daha çok kâr için daha çok çalıştırılarak isteniyor, sağlıkları ve hayatları riske atılıyor” dedi.
Avrupa standartlarına göre düzenleme yaptığı savunulurken, sıra mesai içinde yapılan işlem sayısına gelindiğinde aynı standardın aranmadığına işaret ettiği açıklamada Zeynep Bolat şunları kaydetti: “Dahası yeterli personel alımı yapmayarak, fazla mesai yapamaz, hükmüne rağmen personel eksikliği nedeniyle mesaiye kalmaya zorlanıyorlar. Diğer yandan yoksulluk sınırının altında ve performansa dayalı ödeme yapılarak, sağlıklı yaşamaya yetecek bir gelir elde etmek için personelin ek mesaiyi bir tercih gibi görmesine yol açıyorlar. Daha önce yıllık izinleri dışında kesintisiz tam bir ay radyasyon (şua) izni yapan radyoloji çalışanları, artık aldıkları diğer izinler düşüldükten sonra ve parçalı bir şekilde şua izni kullanmaya zorlanıyorlar. Önceki yıldan kalan izinleri de kullandırılmayarak ortalama 20 güne düşen izinlerine bile göz dikiyorlar. Şua izni bir hastalık izni olmasına rağmen şua izni alan personellerin teşvik ek ödemelerinden kesintiler yapılıyor…”
Açıklamada Zeynep Bolat, sözde denetim için radyolojide çalışan emekçilerin maruz kaldığı radyasyonu ölçmek üzere taktıkları dozimetrelerin ise taşeron firmaların ellerine teslim edilmiş durumda ve ne hikmetse çoğu zaman doz aşımı göstermediğini savundu.
Sonuç olarak yoksulluk ve açlık ile kanser ve ölüm arasında seçime zorlanan radyoloji emekçilerinin daha yoğun ve uzun mesai yapmaya ve daha az izin kullanmaya zorlanırken ölüme sürüklenildiğini iddia eden Zeynep Bolat şunları ifade etti:
“Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında neoliberal sağlık politikaları nedeniyle hastanelerde özelleştirilen radyoloji birimlerinde yetersiz personel sayısıyla vatandaşlara gereksiz radyolojik tetkikler yapılmaktadır. Bu durumda hem sağlık emekçileri hem vatandaşlar gereksiz radyasyona maruz kalmakta ve toplum sağlığı tehdit edilmektedir. Bir kere daha söylüyoruz sağlıkta dönüşüm programı ölüm demektir. Daha çok kar için sağlığın özelleştirilmesi, taşeronlaştırılması ve bu bağlamda faklı hizmet ve istihdam biçimleri ile kamu dışı hizmetlerin yaygınlaştırılması iyi hizmet değil, hastalık ve ölüm getirir. Sağlık emekçileri arasında ayrım yapılmaksızın sağlık hizmetinin bütüncül bir yaklaşımla sunulması gerekmektedir. Bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin olduğu gibi radyoloji emekçilerinin sağlıklı koşullarda nitelikli hizmet verdiği, güvenli, güvenceli çalışma koşullarına ve yoksulluk sınırının üstünde emekliliğe yansıyan temel ücrete ulaşması için dayanışma azmimizle Radyoloji emekçilerinin gününü kutluyoruz. Daha iyi bir sağlık hizmeti mümkün.”