Psikiyatrik rahatsızlıkların daha çok güneşten uzak kalındığında kış aylarında görüldüğü, sıcak havalarda da bazı psikiyatrik sorunlarla karşılaşılabileceğine işaret ediliyor. Sıcaklık ve nemin artması özellikle anksiyete bozukluklarında artışa sebep olabiliyor. Daha çok kış aylarında görülen Psikiyatrik hastalıkların, sıcak havanın da ansiyete gibi sorunlarda riski artırdığına vurgu yapan Pisikolog Uğur Seküçoğlu iskendnerun.org mikrofonlarına konuştu.

Psikiyatrik hastalığı bulunanların sıcak havalarda daha dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizen Uğur Seküçoğlu, özellikle aşırı sıcaklıkla beraber insanlarda sinirlilik hali ve sinire bağlı suç oranının da arttığını söyledi.

E-sigaralar uzun vadede kalıcı hasar oluşturabilir! E-sigaralar uzun vadede kalıcı hasar oluşturabilir!

Seküçoğlu, aşırı sıcakların insanlarda halsizlik ve dikkat güçlüğüne sebep olduğunu, yapılan araştırmalarda ise insanların anksiyetesinin arttığının da gözlemlendiğini kaydetti.  

Aşırı sıcakların olumsuz yanlarıyla birlikte bazı olumlu yanlarının da olduğunu vurgulayan Seküçoğlu “Örnek vermek gerekirse güneşli günleri daha fazla olan ülkelerde depresyon daha az gözlemleniyor. Bunun ile beraber öz kıyım oranları daha az oluyor ve insanların psikolojik olan açlıkları yani, yemek yemeleri de buna bağlı olarak azalıyor. Tabi özellikle öfke ile ilgili olarak ya da odaklanma güçlüğü olduğu durumlarla ilgili olarak yapılması gereken şey, bu işlerin biraz daha az sıcak olduğu zamanlarda yapılmalı” diye konuştu.

İnsanların ne yaparlarsa yapsın bu bölgede aşırı sıcağı değiştiremeyeceğine vurgu yapan Seküçoğlu “Ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim, ısıyı biz düşüremeyeceğiz. Üzerine bunun farkında olup, insanın bunu kendine hatırlatması gerekiyor. Gerektiği zaman bazı nefes egzersizleri de yaparsa insanlar, bu gibi durumlarda aslında kendisi için daha kolay baş edilebilir hale gelir. Günümüzde bizlere en fazla başvuru sebepleri, daha çok anksiyete bozuklukları dediğimiz yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk gibi rahatsızlıklar. Bunlar genetik sebeplerden de kaynaklı olabiliyor ama çoğunlukla geçmiş yaşam öyküsüne bağlı olarak bireyde kaygı yaratacak faktörlerin, özellikle aile faktörlerinin baskısıyla meydana geliyor” şeklinde konuştu.

I M G 20240718 140358

Editör: Halit Sapmaz