Pandemiyle başlayan süreçte küresel ekonomide yaşanan çalkantılar etkisini sürdürmeye devam ediyor. Önce küresel tedarik zincirinde yaşanan bozulmalar ve ardından başta petrol, doğalgaz gibi emtiaların fiyatlarında yaşanan artış jeopolitik risklerle birleşerek dünyayı bir enflasyon sarmalının ortasına bıraktı. Enflasyon başta insanların kişisel yaşamları olmak üzere birçok konuyu etkiliyor. Bunlardan bir tanesi ise finans ve kripto piyasaları. Özellikle piyasalara henüz yeni adım atmış kripto yatırımcıları enflasyonun kripto paraları nasıl etkileyeceğini merak ediyor. Global kripto para borsası KuCoin’in Türkiye Ülke Müdürü Mete Umut Elmas enflasyonun kripto paraları nasıl etkileyeceği hususunda yatırımcıları bilgilendiriyor.
Enflasyondaki yükseliş faiz artırımı beklentilerini artırıyor
Kripto paraları doğrudan etkileyen ana unsurun enflasyon olduğunu söylemek zor. Burada kripto para piyasalarını etkileyen temel dinamik aslında enflasyon verisinin faiz politikaları üzerinde beklentilere sebep olması. Enflasyonun beklentilerden daha yüksek gelmesi merkez bankalarının daraltıcı para politikaları uygulayabileceği veya söylemlerini şahinleştirebileceği beklentisi yaratıyor. Beklentilerin altında gerçekleşen enflasyon verisi ise para politikalarında daha ılımlı bir söylemin ve tutumun oluşacağına yönelik yeni bir beklentiye sebep oluyor. Yani esasında burada kripto paraları etkileyen en önemli dinamik, en popüler para politikası aracı olarak faiz ön plana çıkıyor. Enflasyonla mücadele etmek için daraltıcı politikalar uygulayan merkez bankalarının en güçlü silahı faiz artırımı oluyor. Bu artırımlar da neredeyse sıfır riskli cazip fırsatlar sunduğu için, parayı riskli varlıkları terkederek “evine” dönmeye çağırıyor. Bunun sonucunda gösterge olarak tahvil faizleri yükselirken hisseler ve kripto paralarda da düşüş gerçekleşebiliyor. Çünkü piyasada risk iştahıyla farklı enstrümanlara yönelmiş olan para daha güvenli ve risksiz alternatiflere akıyor. Enflasyonun beklentilerin altında kaldığı bir senaryoda ise merkez bankalarının para politikalarında daha ılımlı ve daha güvercin olması bekleniyor. Tabi buradaki ılımlı söylem zaman zaman faiz indirimi olabileceği gibi zaman zaman da faiz artırım hızının azalması olabiliyor. Bunun da çoğunlukla kripto para piyasalarına pozitif yansıdığını görüyoruz.
Gözler ABD enflasyonunda
Kripto para yatırımcılarının en çok takip ettiği verilerin başında ABD enflasyon verisi geliyor. Geçtiğimiz ay Ağustos enflasyonu yüzde 8,3 olarak açıklanmıştı. Ancak düşüşe rağmen yüzde 8,1 olan beklentinin üzerinde gerçekleştiği için piyasalarda dalgalanmaya sebep olmuştu. Bu ay açıklanacak olan Eylül enflasyonunda beklenti yine yüzde 8,1 olması yönünde. 13 Ekim’de açıklanacak olan bu veri eğer beklentilerin altında gerçekleşirse piyasalar Fed’in söylem ve politikalarında yumuşamaya gitmesi yönünde bir beklentiye girebilir. Ancak enflasyonun beklentilerin üzerinde kaldığını görürsek de piyasalarda Fed Başkanı Powell’ın şahin tutumunu devam ettireceğine yönelik beklenti oluşacaktır.
Bitcoin dijital altın olur mu?
Son dönemlerde lider kripto para Bitcoin ile altın fiyatları arasındaki korelasyonun oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Yalnızca arz/talep denklemi üzerinden incelediğimizde Bitcoin ve altının şu ana kadar benzer eğriler çizdiği ve yakın gelecekte de bu benzerliği sürdüreceği öngörüsü yanlış olmaz. Ancak bu noktada Bitcoin’in dijital altın olduğunu söylemek odaklanılması gereken asıl hususların gözden kaçırılmasına ve diğer kripto paraların da geleneksel piyasalardaki ürün ve enstrümanlarla karşılaştırılmasına sebep oluyor. Bu durum da büyük resimde yanlış değerlendirmeleri de beraberinde getirebiliyor. Çünkü kripto paralar arka planında başta blockchain olmak üzere hayatın farklı alanlarında henüz kullanılmaya başlayan teknolojilere sahip dijital varlıklardır ve asıl değer önerileri bu teknolojileri kullanım başarıları üzerinden gelir. Aynı zamanda bu varlıkların temelinde bir felsefe de yatıyor. O yüzden Bitcoin başta olmak üzere tüm kripto paraları getirdiği yenilikler, teknolojiler ve çeşitlenen kullanım alanlarıyla değerlendirmek uzun vadede daha doğru bir perspektif sunacaktır.