Beş ana Eleminatif organlarımızdan ‘‘lenfatik dolaşım sistemimizi’’ size tanıtmak istiyorum.
Vücuda giren zararlı maddeler artıkça yeterli antioksidan içeren gıdalar almadıkça lenfatik sistemin fonksiyonu azalır. Başta antibiyotikler olmak üzere tedavi amaçlı verilen kimyasallarda lenfatik sitemi tıkamaktadır. Lenfatik sitemin tıkanması demek başta kanser olmak üzere her an bir hastalığa hazırsınız demektir.
Vücudun geri dönüşüm sistemi olarak bilinir. Lenf, kanın şeffaf bir sıvı kısmıdır, vücuttaki görevini yapmak için kan damarlarından doku aralığına çıkması gerekir. Bunu, atardamarların uçlarındaki küçük damarlar olan kılcal damarlardan sızarak gerçekleştirir.
Vücuda giren görevleri toksinleri ve zehirleri nötralize eder, doku arasından suyun kan dolaşımına geri dönüşünü sağlar, doku aralığına sızan proteinleri tekrar kan dolaşımına gönderir, bağırsaklardan kana vücut için gerekli yağ transportunu yapar, bazı hormonlar lenfatik sistem ile taşınır. Yabancı bakterileri lenfositler yardımı ile yıkımını yapar, antikor üretimimizi yapar, vücuttaki en büyük sıvı içeriğini oluşturur,
Kandan daha fazla atık taşır. Vücutta sürekli olarak geri dönüştürülen kan dolaşımının aksine, lenf, kan dolaşımına boşaltmak için "tek yönlü " bir sistem veya damar ve düğüm ağı boyunca ilerler. Lenf sıvısı dokularda oluşur ve tek yönlü kapakçıklarla(valflerle) serpiştirilmiş özel bir kılcal damar ve damar sistemi aracıyla büyük kan damarlarına akar. Lenfatik sistemin temel görevi, kan damarlarından kaçan bakteri ve proteinleri toplamak, bunları filtreledikleri lenf düğümlerine ulaştırmak ve lenfositleri kan dolaşımına sağlamaktır.
Lenf sistemi enfeksiyona yanıt vermede önemlidir ve insan vücudunda patojenik mikroorganizmaları filtreleyen ve işleyen yaklaşık 465 lenf nodu(düğümü) vardır. Başlıca lenf düğümleri koltuk altı(aksilla), kasık, boyun, göğüs boşluğu(mediasten), karın, pelvis(leğen kemiği iç tarafı) duvarı ve bağırsaklarda(peyer yamalarında) bulunur. Apendiks, dalak, timus bezi ve bademcikler dahil olmak üzere bazı organlar büyük ölçüde lenfoid dokudan oluşur. İşlevi son yıllara kadar gizemli olan timus bezinin artık lenfosit ürettiği ve vücudun bağışıklık işlevlerine yardımcı olduğu bilinmektedir.
Lenf sistemi kanser hücrelerini ve hidrokarbon parçacıkları gibi istenmeyen maddeleri uzaklaştırırken, sistem aşırı yüklendiğinde bunları temizleyemezse, yani kapasitesini aşarsa, kendi sistemi zarar görür. Bir örnek üzerinden anlatalım, bir tümörden gelen kanser hücreleri lenf sisteminde eritilip yok edemezse lenf sıvısı vasıtasıyla yayılım yapıp ek neoplastik(tümör) büyümeler oluşturabilir. Vücuda giren zararlı maddeler artıkça yeterli antioksidan içeren gıdalar almadıkça lenfatik sistemin fonksiyonu azalır. Başta antibiyotikler olmak üzere tedavi amaçlı verilen kimyasallarda lenfatik sitemi tıkamaktadır. Lenfatik sitemin tıkanması demek başta kanser olmak üzere her an bir hastalığa hazırsınız demektir.
Dr Alexis Carrel ‘’kanser hastalığını bilim insanları oluşturduğunu’’ insan denen meçhul kitabında yazmıştır, bunu ilk okuduğumda inanmak istememiştim, ama, tüm vücutta lenfatik sistemi tamamen tıkalı hale gelmiş hastaya her enfeksiyonda antibiyotik mi ? kullandın diye sorduğumda hepsinden evet sözünü duyunca Dr. Carrel’in doğru söylediğinden emin oldum ve kanseri nasıl oluşturduklarını anlamak zor olmadı.
Vücudun dokuları solunum işini yaptıktan sonra, kan ayrı bir dolaşım ağı olan lenfatik sistem aracılığıyla kana geri dönüş yolunu bulur, bu sistem, kan damarlarının kendileriyle aynı sorunlara tabidir. Lenf damarları tıkandığında sıvı birikir ve bölge şişer, buna lenf ödem denir, nedeni olarak tümörler, ameliyattan kaynaklanan yara izi veya radyasyon tedavisi dahil olmak üzere çeşitli nedenler vardır, bazen doğumdan kaynaklanan bir anormalliğin sonucu olarak ortaya çıkabilir, eğer sistemin bir bölümünün malformasyonları(doğuştan anormal olması) olduğunda şişlik yetişkinliğe kadar belirgin olmayabilir.
Lenf sistemi toksinlerle çok yüklenirse doğal olarak vücut asitlerle aşırı yüklenmiş olur ve nezle oluşur, bu da vücudun hastalığa karşı savunmasızlığını artırır. Normal düzeyde çalışan lenfatik sistem kanın dokulara sızdırdığı atık ve toksinlerden kurtarır ve bunların vücutta birikmesine izin vermeyeceğini biliyoruz. Toksik lenf akıntıları olanlar sıklıkla öksürür ve balgam söktürür, soğuk algınlığı ve gribe yatkınlıktan şikayet eder, bu kişilerin genellikle zayıf ve yanlış beslenme alışkanlıkları ve zayıf eliminasyonları vardır. Bademcikler, mide-bağırsak sistemi yoluyla fazla toksinlerin vücuttan atılmasının bir yolu olan boğazdaki lenf sisteminin son noktasıdır. Bademcikler çıkarılırsa, bu filtrasyon ve eleminasyon kanalı doğal işlevini yerine getiremez ve sonuç lenf sisteminin geri kalanının aşırı yüklenmesidir.
Lenf sisteminin sağlıklı çalışması egzersiz ve yeterli sıvı alımını gerektirir. Potasyum, sodyum ve klor içeriği yüksek besinler lenf sistemine iyi geldiği gibi A, B12 vitaminleri, pantotenik asit ve C vitamini, kereviz, su, lenf sistemine fayda sağlayan takviyelerdir.