ULUSLARARASI ADALET
Rusya’nın askeri gücüne, Çin’in ekonomik yükselişine ve Türkiye’nin stratejik bölgesel hamleleri ile uyuşamayan Amerika’nın eski gücünü aradığını ve eski günlere dönmek istediğini bariz bir şekil de görüyoruz.
Dünya tek devletin kontrolünde kalmıyor. İnsanlar gelişimden, dünya nimetlerinden, refahtan, teknolojiden sınırsız olarak faydalanmak istiyorlar. Kısacası adil bir bölüşüm arzu ediyorlar. Güçlü devletlerarasında başlayan bu bölüşüm isteği otomatikman gerginlikler yaratıyor.
Rusya için Ukrayna cok önemli ve stratejik bir bölge. Hem limanları hem de doğal gaz stok sahalarıyla vazgeçilemez bir bölge. Hükümet batı yanlıları tarafından kurulup Rusya’ya dirsek gösterince kıyamet koptu. Rusya işgal etmeye kalktı kısmen ele geçirdi, Ukrayna NATO’ya girme talebinde bulundu. Bu karışıklıkta Kırım Türklerinin kültürel ve insani yaşam hakları tehlikeye düştü. Olay yıllardır sürüyor ve şu an gelinen noktada Rus ordusu Ukrayna sınırına 80’nin kişilik bir ordu ile yığınak yapmış durumda. NATO ayakta, Avrupa ayakta partnerlerini korumak istiyorlar ve Amerika teyakkuzda. Bölgeye savaş gemileri gönderme istekleri karşısında Rusya geri adım atmıyor.
Dünya beklide büyük bir çatışmaya doğru giderken Türkiye ‘her şeyi müzarekelerle çözelim, savaş en son çare’ diyerek taraflara mutedil olmaları yönünde tavsiyede bulundu. Zaten Amerika Rusya’ya direk saldırıda bulunmayı pek göze alamıyor. Sahada aktif çarpışacak sınırsız asker gücü yok. Teknolojik aletlerle uzaktan müdahale edip yandaşlarını cepheye sürüyor. Bu da operasyonları neticesiz bırakıyor.
Afganistan’da 20 yıldır Taliban’ı yok edemedi. Irak’ta Saddam’ı devirdi petrolü aldı ama idare mezhep yüzünden İran yanlılarının eline geçti. Güney Amerika’da kontrolü sağlayamıyor. Yandaşı Suudiler Yemen’de bir başarı elde edemediler onlara da desteği kesti. Tek tek dostlarını kaybediyor. Aynı hatanın daha büyüğünü Türkiye’ye karşı yaparak Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına ön ayak oldu. Devletimizin baş düşmanı bu militanlara desteği birçok defa yapılan ikazlara rağmen devam ediyor. Stratejik ortağını değil de teröristleri destekliyor. Ermeni soykırımı yalanını ermeni gözüyle dile getiriyor. Doğu Akdeniz’de Rum tezini destekliyor. Kendisinden yıllarca Patriot savunma sistemi istediğimiz halde vermiyor, biz gidip S-400 alınca da bize afra tafra yaparak, F 35 projesinden parasını ödediğimiz halde bizi çıkarıyor. Hani uluslararası Adalet, hani ulusal güvenlik hakkı hani stratejik ortaklık?
Çin geçen günlerde Amerika’ya ‘biraz adil ol biraz adalet’ dedi. Uyarı haklı ama Çin haklı değil! önce sen Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza adil davran. Soykırımı bırak. Tayvan’a uyguladığın baskıya son ver. Hong Kong’da anlaşmalara riayet et. Birbirinizden farkınız yok. İşte Rusya 10 yıldır Suriye’deki iç savasın devamına sebebiyet verdi. Olayın daha büyük boyutlara taşınmaması için Türkiye’nin son iki yılda yaptığı barışçı hamlelerle Suriye’ye biraz huzur geldi. Ağızlarını açtıklarında Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye kalkanlar, adalet nutku atanlar bize güzel bir insani örnek versinler de hatamız varsa öğrenelim. Türk milleti adil ve insan haklarına saygılı olmasaydı imparatorluğumuz dağıldığında 25 tane Türkçe konuşan ve hepsi zorla Müslümanlaştırılmış ülke görürlerdi. Ama gerçek olan biz tüm milletlere ve dinlere saygılı olduğumuz için hepsi milli kimliklerini muhafaza edebildiler.
İşte Fransa Afrika’da yaptıkları vahşilikleri kendi yazarları bile dile getiriyor. Libya’da dersini aldı. Doğu Akdeniz’de Amiral gemisini kilitledik, Karabağ’da Ermeni uşaklarıyla birlikte mağlup oldu. Ülkesinde İslam’ı yasaklıyor. Türk derneklerini yasaklıyor. ‘Eğer Afrika’yı kaybedersem devlet olarak batarım’ diyor. Bilhassa Libya ‘petrollerinden bana da verin’ diye talepte bulunuyor. Libya petrollerinde senin miras payın mı var? Libyalıların hakkını gasp etmek istiyorsun…
Amerika son hatalarını galiba milli ulus devleti formatından çıkıp Lobilerin devleti formatına girdiği için yapıyor. Milli stratejik davranış ve hamleler sadece kazanç getirsin diye atılmaz. Devlet şirket gibi yönetilmez. Kabadayılık veya ben güçlüyüm her istediğimi yaparım düşüncesi nihayetinde kazandırmaz kaybettirir. Dünyanın kaosa gittiği şu dönemde güç kadar dostlarında rol oynayacağı bir yeni dünya düzenine doğru gidiyoruz. İnşallah uluslararası Adaleti unutmazlar...