Selam Dostlarım…!
Bu kelimeleri duyunca hep bir film gelir aklıma “Selvi boylum, Al yazmalım”
Gerçekten sevgi nedir? fedaker olma halimi, her şeyden vazgeçme halimi, sahiplenme, koruma, şevkat, güven, inanç… Her zaman en süslü sözler miydi? ya da alınan pahalı hediyeler, ya da kucak dolusu çiçekler midir?
Sanki duyabiliyorum hepsi diyen bir grup, bir de hiçbiri diyen küçük ve sessiz sözleri olan bizler…
Bence sevmek bir insanın birbirine duyduğu duygu değil dünyayı anlama biçimidir. Söz ve davranışlar ile seni seviyorum deseniz de, gözleriniz başka bir şey diyorsa bu gerçek değildir; Ve iyi olmak birini ve bir şeyleri sevme halidir. İçinde kötülük besleyen, başkalarının kötü anlarına empati duyamayan birisi bence hiçbir şeyi sevemez, mesela; Hayvan sevmez içinde karanlık olan insanlar hatta onlara zarar verir, oysa sessiz dostlar gözleri ile sizi sevmeye başlamıştır çoktan…
Ve bu insanların evde ya da çevresinde bitki yetişmez, tahammül edemezler dökülen yaprağa ve dağılan toprağa…! Belki de, sevgiyi bilmeyen biz insanlar eleştiri sever, çevresindeki her şeyde ve herkeste olumsuz bir yer bulur ve hoşgörüden yoksundurlar. Çünkü sevgi insanı yumuşatır ve her şeyi güzel görmeyi sağlayan sihirli bir şeydir…
Sevmemek aslında ağır bir vebaldir. Sevmeyen insanlar kuşların cıvıltısını da sevmez; balkonlarıa ağlar gerer yuva kurmasın diye, hatta parkta dolaşırken kuşların sesi varsa rahatsız olur. İyi, güzel olan sanatı sevmezler mesela; Sanatçılar iş bilmez, avare, bohem bir kişiliktir onlara göre…
Yenilikleri zor benimserler ve yeni, iyilik getirecek işlerden kaçarlar her şeyi çok kolay harcarlar dostluğu, arkadaşlığı, yaşadıkları çevreyi…
Zaman zaman bu insanlardan; ülkeyi ben mi kurtaracağım, bu halka müstahak her şey, yaptıklarının sonucunu yaşıyor bile derler; Onlar için kendisi gibi inanmayan herkes çemberin dışındadır. Asla benimsemez ve onaylamazlar, sizi…. Sadece elde ettikleri, parasal ve manevi kârlar onların efendisi olmuştur.
Bu sevgisizlik aslında kara bir bulut gibidir, Ona dokunduğunuzda size de bulaştırır bu duyguyu…
Ne büyük bir ironidir aslında, Sevmeyi anlatmanın en iyi yolu sevgisizliği anlatmak gibi oldu sohbetimiz de…!
Bazen çocuklarıma bakarken tüm çocuklar için atıyor kalbim, onları masumiyeti ve savunmasızlığına tek ilaç sevmek…..
Sevdikçe onlar güçlenip, büyüyecek gibi geliyor bana… Sadece bir insan için değil sevgi; hayvanı, bitkiyi, şehri, dağı, taşı sevmekten bahsediyorum.
Severek yaptığımız her eylem sevgiyi bulaştırırken, sevmeden yaptığımız her şeyde, kötülüğü ve karamsarlığı bulaştıracaktır. Sevmek bu kadar kolayken ve insan ömrü her şeyi sevmeye zaman bulamayacak kadar kısa iken ; sectigimiz bu yol gerçekten doğru yol mudur?
Sevgi insanı, medeni yapar
Sevgi insanı, hoşgörülü yapar
Sevgi insanı iyileştirir
Sevgi dünyayı iyileştirir ve kurtarır..!
Sözlerimize son verirken Albert Einstein kızına yazdığı bir mektupta diyor ki; pek çok icatta bulundum ve keşke yapabilseydim; dünyaya bir sevgi bombası yapmayı başarsaydım; acaba her şey aynı olur muydu? Okumanızı tavsiye ederim bu mektubu
Ve ben diyorum ki; iyi olmak çok zordur, kötülük o kadar kolay ve kabul görmüşken toplumumuzda…!
İyilik, sevgilin yol çizelgesidir, sevmek her canlının ihtiyacıdır, çok güzel bir yaşam içinde derin sevgisizlik, kötü koşullarda yaşayan yaşamlarda derin sevgi ve hoşgörü varsa….
Kendimize bakalım, kendi yaşam aynamızda… hiçbir zaman geç değildir, Sevmek ve sevilmek için Sevgi dolu günler diliyorum…